Translation of "Cabeza" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Cabeza" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Está con dolor de cabeza?
- ¿Tienes dolor de cabeza?
- ¿Te duele la cabeza?

Başın ağrıyor mu?

- Él sacudió la cabeza.
- Él sacudió su cabeza.

Başını salladı.

- Me duele la cabeza.
- Tengo dolor de cabeza.

- Benim başım ağrıyor.
- Başım ağrıyor.
- Baş ağrım var.

Tiene buena cabeza.

O zekidir.

Agacha tu cabeza.

Başını suya daldırıp çıkar.

Inclinó la cabeza.

O, başını eğdi.

Sacudí mi cabeza.

- Kafamı salladım.
- Başımı salladım.

- Le duele la cabeza.
- Él tenía dolor de cabeza.

- Başı ağrıyordu.
- Onun başı ağrıyordu.

- Mi cabeza está dando vueltas.
- Mi cabeza da vueltas.

Başım dönüyor.

- Ella se rascó la cabeza.
- Se rascó la cabeza.

- Kafasını kaşıdı.
- Başını kaşıdı.

- Me duele tanto la cabeza.
- Me duele mucho la cabeza.
- Me duele muchísimo la cabeza.

- Başım çok ağrıyor.
- Başım felaket ağrıyor.

- Sacate eso de la cabeza.
- Sácate eso de la cabeza.

Onu kafandan çıkar.

- Se pegó en la cabeza.
- Él se golpeó su cabeza.

Kafasını çarptı.

Y sujetarle la cabeza.

...ve onunla başını yakalarız.

Su cabeza física, astrofísica.

Takma kafana fiziği, astrofiziği.

¡Cuidado con la cabeza!

Kafana dikkat!

Mi cabeza está explotando.

Başım çok ağrıyor.

¿Estás perdiendo la cabeza?

Aklınızı mı kaybediyorsunuz?

¡Quítatelo de la cabeza!

Bunu aklından çıkar.

Me duele la cabeza.

Başım ağrıyor.

¿Te duele la cabeza?

Başın ağrıyor mu?

Me arrancará la cabeza.

O, kafamı koparacak.

Se rascó la cabeza.

- Kafasını kaşıdı.
- Başını kaşıdı.

Le duele la cabeza.

Onun başı ağrıyordu.

Pienso con la cabeza.

Başımla düşünüyorum.

Tom usó la cabeza.

Tom başını kullandı.

Cuidado con la cabeza.

- Aklını başına al.
- Başına dikkat et.
- Dikkat et, kafanı çarpma.
- Dikkat et, kafana gelmesin.

Le dolía la cabeza.

Başı ağrıyordu.

Tom inclinó su cabeza.

Tom başıyla selamladı.

¡Manos sobre la cabeza!

Ellerini başının üzerine koy.

Me quema la cabeza.

Bu beni şok etti.

Se rapó la cabeza.

O, başını tıraş etti.

Ella levantó la cabeza.

O, başını kaldırdı.

Como pollo sin cabeza.

Kafasız tavuk gibi.

Yo sacudo mi cabeza.

Kafamı salladım.

Ella sacudió la cabeza.

O, başını salladı.

- María tiene dolor de cabeza.
- A María le duele la cabeza.

Mary'nin başı ağrıyor.

- A Carol le duele la cabeza.
- Carol tiene dolor de cabeza.

Carol'ın başı ağrıyor.

Y le sujetaremos la cabeza. La cabeza es la parte más peligrosa.

...ve onunla başını yakalarız. Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

- Tengo dolor de cabeza hoy.
- Hoy tengo un ligero dolor de cabeza.

Bugün hafif bir baş ağrım var.

- Tengo un dolor de cabeza terrible.
- Estoy con un fuerte dolor de cabeza.
- Estoy con un terrible dolor de cabeza.

- Kötü bir baş ağrım var.
- Korkunç bir baş ağrım var.

Y, así, sujetarle la cabeza.

...ve onunla başını yakalarız.

Fue inteligente sujetarle la cabeza.

Sopayla başından yakalamak akıllıcaydı.

Y le sujetamos la cabeza.

ve onunla başını yakalarız

Y le sujetaremos la cabeza.

...ve onunla başını yakalarız.

Así le sujetamos la cabeza.

...ve onunla başını yakalarız.

Vivir cabeza abajo ahorra energía.

Alt üst yaşanan bir hayat, daha fazla enerji saklıyor.

Me duele tanto la cabeza.

Başım çok ağrıyor.

Ella respondió inclinando la cabeza.

O başını öne eğerek cevap verdi.

Él inclinó la cabeza avergonzado.

Mahcup bir şekilde başını eğdi.

Oigo voces en mi cabeza.

Kafamda sesler duyuyorum.

La estatua no tiene cabeza.

Heykelin kafası yok.

Él tenía dolor de cabeza.

Onun başı ağrıyordu.

Todo está en tu cabeza.

Onun hepsi senin kafanda.

Él agachó la cabeza tímidamente.

Utançla yüzünü eğdi.

Tom asintió con la cabeza.

Tom başıyla onayladı.

Tom se golpeó su cabeza.

Tom kafasını çarptı.

Me hiciste perder la cabeza.

- Bana aklımı kaybettirdin.
- Aklımı başımdan aldın.

Ahora tengo dolor de cabeza.

Şimdi bir baş ağrım var.

Tomás se rascó la cabeza.

Tom başını kaşıdı.

¿Todavía te duele la cabeza?

Başın hala ağrıyor mu?

Deberías casarte y sentar cabeza.

Evlenmelisin ve sakinleşmelisin.

Fue la cabeza del movimiento.

O, hareketin lideriydi.

No dejamos títere con cabeza.

Biz hiç esir almıyoruz.

Me duele la cabeza ahora.

Şimdi bir baş ağrım var.

Carol tiene dolor de cabeza.

Carol'ın başı ağrıyor.

Tom se afeitó la cabeza.

Tom başını tıraş etti.

Laila sangraba por la cabeza.

Leyla'nın başı kanıyordu.

Me duele mucho la cabeza.

Başım gerçekten ağrıyor.

Me duele muchísimo la cabeza.

- Başım çok ağrıyor.
- Başım felaket ağrıyor.
- Başım acayip ağrıyor.

Métetelo bien en la cabeza.

Bunu kafana iyice sok.

Está etiquetado diciendo que la cabeza está abierta o la cabeza está cerrada.

Başı açık yada başı kapalı diyerek yaftalanıyor birde

- Tengo un dolor de cabeza terrible.
- Estoy con un fuerte dolor de cabeza.

Kötü bir baş ağrım var.

- Deberías hacerte ver tu cabeza.
- Deberías ir a que te examinen la cabeza.

Kafanı muayene ettirmelisin.

- Me miró de pies a cabeza.
- Él me observó de pie a cabeza.

Bana baştan aşağı baktı.

- No se me cruzó por la cabeza.
- No se me pasó por la cabeza.

- Bu benim aklımdan geçmemişti.
- Bu benim aklıma gelmedi.

- Esta medicina aliviará tu dolor de cabeza.
- Este remedio aliviará su dolor de cabeza.

Bu ilaç baş ağrınızı yatıştıracaktır.

La parte peligrosa es la cabeza.

Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

Ese rayo mortal sobre la cabeza.

kafanın üzerindeki o ölü ışını.

Te estás rindiendo en tu cabeza

Ya başından vazgeçiriyorsunuz

Y todo se convierte en cabeza

Ve her şey başa sarıyor

Mi cabeza?" la decapitación puede continuar ".

ben üzerinde kan almak istemiyoruz

Pueden formar cuernos en su cabeza.

Kafalarında boynuz çıkarabiliyorlar.

Él me golpeó en la cabeza.

O bana kafamdan vurdu.

Gira tu cabeza en este sentido.

- Yüzünü bu tarafa çevir.
- Yüzünü bu yana dön.

Usa la cabeza por una vez.

Değişiklik olsun diye kafanı kullan.

Eso me da dolor de cabeza!

O başımı ağrıtıyor!