Translation of "Inclinó" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Inclinó" in a sentence and their turkish translations:

Inclinó la cabeza.

O, başını eğdi.

Tom se inclinó.

Tom başıyla selamladı.

Tom inclinó su cabeza.

Tom başıyla selamladı.

Tom se inclinó cortésmente.

Tom başıyla kibarca selamladı.

- Ella se inclinó profundamente ante mí.
- Ella se inclinó marcadamente ante mí.

O beni içten selamladı.

Él inclinó la cabeza avergonzado.

Mahcup bir şekilde başını eğdi.

Él se inclinó ante la reina.

O, Kraliçe'ye reverans yaptı.

Ella se inclinó cortésmente ante mí.

O kibarca bana selam verdi.

Ella se inclinó dando las gracias.

Başını eğerek teşekkür etti.

El chico se inclinó ante mí.

Çocuk bana selam verdi.

Tom se inclinó y se retiró.

Tom eğildi ve geri çekildi.

Tom se inclinó ante su profesor.

Tom öğretmenini selamladı.

Él se inclinó ante su profesor.

O, başıyla öğretmenini selamladı.

Tom se inclinó cortésmente ante Mary.

Tom kibarca Mary'ye reverans yaptı.

Él se inclinó y cogió la pelota.

Eğildi ve topu aldı.

Tom se inclinó y recogió la moneda.

Tom eğildi ve bozuk parayı aldı.

Mary inclinó la cabeza sobre su hombro.

Mary başını onun omzuna dayadı.

Tom se inclinó para ponerse sus zapatos.

Tom ayakkabılarını koymak için eğildi.

El doctor se inclinó sobre el chico enfermo.

Doktor hasta çocuğun üzerine eğildi.

Tom se inclinó y besó a Mary en la mejilla.

Tom eğildi ve Mary'yi yanağından öptü.

Tom se inclinó y besó a su hija en la frente.

Tom eğildi ve kızını alnından öptü.

Tom se inclinó y dio a Mary un beso en la mejilla.

Tom eğildi ve Mary'yi yanağından öptü.

Y entonces Mary se inclinó y le dijo a Tom algo al oído.

Ve sonra Mary eğildi ve Tom'un kulağına bir şey söyledi.

Tom se inclinó hacia delante y dio a Mary un beso en la mejilla.

Tom öne doğru eğildi ve Mary'yi yanağından öptü.

Tom se inclinó y le dio a Mary un beso apasionado en la boca.

Tom eğildi ve Mary'yi dudaklarından tutkulu bir şekilde öptü.

Tom se inclinó hacia delante y golpeó suavemente en el hombro al conductor del taxi.

Tom öne doğru eğildi ve taksi şoförünün omzuna vurdu.

Tom se inclinó para echar un vistazo de cerca a lo que estaba en el suelo.

Tom yerdekinin ne olduğuna daha yakından bakmak için eğildi.

Tom se inclinó por la ventana de su coche y apretó el botón del intercomunicador en la puerta.

Tom arabasının penceresinden dışarıya eğildi ve kapıdaki interkom tuşuna bastı.