Examples of using "Brindó" in a sentence and their turkish translations:
Onları çok içten bir biçimde karşıladı.
ve dünyayı eğitebileceği bir platform yarattı.
Piskopos terk edilen göçmenlere acıdı ve onlara yardım etti.
Çocuklarına iyi bir eğitim verdi.