Translation of "Bolígrafo" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Bolígrafo" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Me prestarías un bolígrafo?
- ¿Me prestarías tu bolígrafo?

Kalemini bana ödünç verir misin?

Préstame el bolígrafo.

Kalemi bana iletin.

¿Tienes un bolígrafo?

Bir kalemin var mı?

Necesito un bolígrafo.

Bir tükenmez kaleme ihtiyacım var.

Escribid a bolígrafo.

Bunu bir kalemle yaz.

¿Puedo usar tu bolígrafo?

Ben senin kalemini kullanabilir miyim?

Escribe con un bolígrafo.

Bir tükenmez kalem ile yazın.

El bolígrafo está roto.

- Kalem kırık.
- Kalem kırılmış.

¿No tienes un bolígrafo?

Bir kalemin yok mu?

Mi bolígrafo es nuevo.

Kalemim yenidir.

Había perdido mi bolígrafo.

Dolma kalemimi kaybettim.

No uses mi bolígrafo.

Benim kalemimi kullanma.

Estoy buscando mi bolígrafo.

Kalemimi arıyorum.

Perdí mi bolígrafo favorito.

Favori kalemimi kaybettim.

Necesito conseguir un bolígrafo.

- Bir kalem almalıyım.
- Bir kalem bulmalıyım.

Él sacó su bolígrafo.

O, kalemini çıkardı.

¿Andas con un bolígrafo?

Yanında kalemin var mı?

Puedes usar mi bolígrafo.

Sen benim kalemimi kullanabilirsin.

Este es su bolígrafo.

Bu onun kalemi.

Esto es un bolígrafo.

Bu bir dolma kalemdir.

¿Puedo usar este bolígrafo?

Bu kalem kullanabilir miyim?

¿Cuánto cuesta este bolígrafo?

Bu kalem ne kadar?

John tiene un bolígrafo.

John'ın bir dolma kalemi var.

Necesito un bolígrafo rojo.

Bir kırmızı tükenmez kaleme ihtiyacım var.

¿Me dejas un bolígrafo?

Bana bir tükenmez kalem ödünç verebilir misin?

¿Dónde está el bolígrafo?

Dolmakalem nerede?

- Tom me ha dado un bolígrafo.
- Tom me dio un bolígrafo.

Tom bana bir kalem verdi.

Tengo que buscar mi bolígrafo.

Dolma kalemimi aramak zorundayım.

Necesito un bolígrafo y papel.

Bir dolma kalem ve kâğıda ihtiyacım var.

El bolígrafo está derramando tinta.

Kalem, mürekkep akıtıyor.

Este es el mejor bolígrafo.

Bu en iyi dolma kalem.

¿De quién es este bolígrafo?

Bu kimin dolma kalemidir?

Ese no es mi bolígrafo.

O benim kalemim değildir.

¿Hay algún bolígrafo en el coche?

Arabada hiç kalem var mıdır?

Por favor, escribe con un bolígrafo.

- Lütfen bir dolmakalem ile yaz.
- Lütfen bir kalemle yazın.

¿Tienes un bolígrafo o un lápiz?

Bir dolma kalemin veya kurşun kalemin var mı?

- Tengo una pluma.
- Tengo un bolígrafo.

Ben bir dolma kaleme sahibim.

Puedes usar mi bolígrafo cuando quieras.

İstediğin zaman dolma kalemimi kullanabilirsin.

Compré un bolígrafo, pero lo perdí.

Bir dolma kalem aldım fakat onu kaybettim.

Y ahora, ¿dónde está mi bolígrafo?

Ve şimdi, kalemim nerede?

¿Tom te ha devuelto tu bolígrafo?

Tom sana kalemini geri verdi mi?

Necesito un nuevo bolígrafo. Compraré uno.

Yeni bir dolmakaleme ihtiyacım var. Bir tane alacağım.

Por ejemplo, esto es un bolígrafo.

Mesela, bu bir kalem.

Si necesitas un bolígrafo, te dejaré uno.

Bir kaleme ihtiyacınız varsa, size bir tane ödünç veririm.

Ayer compré un bolígrafo igual al tuyo.

Dün seninki gibi bir dolma kalem aldım.

- ¿Tienes una pluma?
- ¿Andas con un bolígrafo?

- Yanınızda bir kaleminiz var mı?
- Yanında kalemin var mı?

Tom tiene un bolígrafo en la mano.

Tom'un elinde bir dolma kalem var.

- Aquí tienes un bolígrafo.
- Toma, un boli.

İşte bir dolma kalem.

¿Esto es un bolígrafo o un lápiz?

- Bu bir dolma kalem mi yoksa bir kurşun kalem mi?
- Bu dolmakalem mi yoksa kurşunkalem mi?

Si quieres este bolígrafo, te lo dejo.

Bu kalemi istiyorsan, onu sana ödünç veririm.

Si necesitas un bolígrafo te dejo uno.

Bir kaleme ihtiyacın varsa, sana bir tane ödünç vereyim.

Mi bolígrafo está viejo. Quiero uno nuevo.

Dolma kalemim eski. Yeni bir tane istiyorum.

Ahora necesitamos dos bolas rojas y un bolígrafo.

Birkaç malzeme daha gerek, iki kırmızı topumuz ve bir kalemimiz var.

- ¿Cuánto cuesta este bolígrafo?
- ¿Cuánto cuesta esta pluma?

- Bu kalem ne kadar?
- Bu kalemin maliyeti nedir?

- No encuentro mi pluma.
- No encuentro mi bolígrafo.

Benim kalemimi bulamıyorum.

Compré un bolígrafo como regalo para tu cumpleaños.

Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.

Ella cogió el bolígrafo y escribió la dirección.

Kalemi alıp adresi yazdı.

- Puedes usar este bolígrafo.
- Puedes usar este lápiz.

Bu kalemi kullanabilirsiniz.

- ¿Me dejas un boli?
- ¿Me prestarías un bolígrafo?

Bana bir kalem ödünç verebilir misin?

- ¿Dónde está el bolígrafo?
- ¿Dónde está la lapicera?

Dolmakalem nerede?

Sobre el bolígrafo y se disuelven hasta que desaparecen.

ve işte, yok oldu, gitti.

Era como escribir en un cuaderno con un bolígrafo:

bir kalemle bir deftere yazmak gibi düşünülüyordu,

Hay un bolígrafo entre la manzana y el libro.

Elma ile kitap arasında bir kalem var.

Si hubiera tenido más dinero, habría comprado el bolígrafo.

Yeterli param olsaydı kalemi alırdım.

No me importa el color, solo tráeme un bolígrafo.

Renk benim için fark etmez, bana bir kalem getir.

Jim botó su bolígrafo y se agachó a recogerlo.

Jim kalemini düşürdü ve onu almak için eğildi.

- La pluma es la mejor.
- El bolígrafo es el mejor.

Bu kalem en iyisidir.

- Toma, prueba con mi boli.
- Coge mi bolígrafo. Mira a ver.

Buyur, kalemimi dene.

Éste es el bolígrafo con el que él firmó el documento.

Bu, belgeyi imzaladığı kalem.

Éste es el bolígrafo con el que escribía el famoso novelista.

Ünlü romancının yazdığı kalem budur.

Tom firmó su nombre con el bolígrafo que le había dado Mary.

Tom Mary'nin ona verdiği dolmakalemle imzasını attı.

- Para decirte la verdad, perdí tu bolígrafo.
- A decir verdad, perdí tu pluma.

Doğruyu söylemek gerekirse, kalemini kaybettim.

Necesito un sobre, una hoja de papel, y un lápiz o un bolígrafo.

Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.

- Su pluma es mejor que la mía.
- Tu bolígrafo es mejor que el mío.

Senin dolma kalemin benimkinden iyidir.

- Mary perdió su bolígrafo favorito.
- Mary perdió su boli favorito.
- Mary perdió su pluma favorita.

Mary gözde kalemini kaybetti.

- Estoy hablando de esta pluma, no de la que se encuentra sobre el escritorio.
- Estoy hablando de este bolígrafo, no de aquel que está sobre el escritorio.

Ben bu dolma kalemden bahsediyorum oradaki masada olandan değil.

- Quiero un bolígrafo azul, uno rojo y uno negro.
- Quiero una birome azul, una roja y una negra.
- Quiero un lápiz azul, uno rojo y uno negro.

Mavi bir tükenmez kalem, kırmızı ve siyah bir tükenmez kalem istiyorum.