Examples of using "Préstame" in a sentence and their turkish translations:
Kalemi bana iletin.
Eğer sende varsa bana biraz ödünç para ver.
Benimle ilgilen.
Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
Lütfen bana bıçağını ödünç ver.
Bana yardım et.
Lütfen bu kitabı birkaç günlüğüne bana ödünç verir misin?
Onu okumayı bitirdiğinde lütfen kitabı bana ödünç ver.
Lütfen, bana bıçağını ödünç ver.
- Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
- Sözlüğünü bana ödünç ver, lütfen.
- Lütfen sözlüğünü bana ödünç ver.