Translation of "Mortal" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Mortal" in a sentence and their turkish translations:

Resbalarse sería mortal.

Kaymak, ölümle sonuçlanabilir.

El ataque es mortal.

Ölümcül bir şekilde.

Silencioso, mortal e invisible.

Sessiz, öldürücü ve görünmez.

Todo hombre es mortal.

Her insan fanidir.

El tratamiento podría ser mortal.

tedavi ölümcül olabilir.

La última herida fue mortal.

Son yara ölümcüldü.

Acuérdate de que eres mortal.

Ölümlü olduğunu unutma.

Ese rayo mortal sobre la cabeza.

kafanın üzerindeki o ölü ışını.

- Eso sería mortal.
- Ello sería suicida.

Bu intihara eğilimli olur.

El tiempo acelerado revela su secreto mortal.

Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.

¿Mortal adelante? Bien, ¡esto puede doler un poco!

Düz takla mı? Pekâlâ, bu biraz can yakabilir!

Cuidado. Una picadura de cascabel puede ser mortal.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

La vida es una enfermedad mortal sexualmente transmisible.

Hayat ölümcül,cinsel,taşınan bir hastalıktır.

Cuidado. La picadura de una cascabel puede ser mortal.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Localiza la fuente de un sonido con precisión mortal.

Sesin geldiği noktayı... ...ölümcül tutarlılıkla belirler.

Un encuentro podría ser mortal para su cachorro bullicioso.

Karşı karşıya gelirlerse toy yavrusu hayatından olabilir.

- El hombre es mortal.
- Todos morirán.
- Todos somos mortales.

İnsan ölümlüdür.

Para mortal hacia atrás, "derecha" y, luego, el botón "OK".

Ters takla için "Sağ"a ve "Tamam"a basın.

Pero el calor es mortal. Puede llegar a 60° allí,

Ama sıcaklık cidden öldürücü. 62 dereceye ulaşabiliyor

Lo que le permite identificar a su presa con precisión mortal.

Böylece avının yerini ölümcül bir nokta atışıyla belirliyor.

La punta de la lanza fue bañada en un veneno mortal.

Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.

El cuerpo del hombre es mortal, pero su alma es inmortal.

Bir insanın vücudu ölür, ama ruhu ölümsüzdür.

Hinchazón severa y dificultad para respirar. Y en un caso fue mortal.

Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.

¿Y podrá ganarle la araña camello a un águila tan elegante como mortal?

Ve bir deve örümceği, endamlı olduğu kadar ölümcül de olan bir kartalı alt edecek mi?

Y que la cuerda se corte de repente. Eso sería una caída mortal.

kayanın halatı bir anda koparması. O zaman bu bir ölüm düşüşü olur!

La física cuántica es demasiado difícil para que lo entienda un simple mortal.

Sıradan bir beşerin kuantum fiziğini idrak etmesi oldukça güçtür.

Amenazar con matar la tierra propulsada por gases que son el arma mortal para ella

gazı olan karbondioksitin yol açtığı dünyayı öldürmekle tehdit ederek

Una acechadora nocturna. Cuando se mete el sol es cuando esta víbora mortal hace más daño.

Bir gece avcısı olan ölümcül engerek, en büyük tahribatı güneş battıktan sonra yapıyor.

Todas las noches, las calles laterales de Bombay albergan un juego mortal de gato y ratón.

Her gece Mumbai'nin arka sokakları ölümcül bir kedi fare oyununa sahne oluyor.

Ustedes están a cargo aquí abajo. Decidan. Cuidado. La picadura de una serpiente de cascabel puede ser mortal. 

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Más allá de la luna, todas las cosas son eternas; debajo, no existe nada que no sea mortal.

Ayın üstünde, her şey sonsuz; altında, insanoğlu hariç bir şey yok.

Se les culpa de varias muertes en Japón y una en Indonesia. Si la inyección de esta flor mortal no mata,

Japonya'da birçok, Endonezya'da ise bir ölümden sorumlu bu ölümcül çiçeğin zehri kurbanını öldürmediği zaman bile