Examples of using "Acercó" in a sentence and their turkish translations:
Tom yaklaştı.
- Sami yaklaştı.
- Sami yaklaşıyordu.
Yaşlı bir adam çıkageldi.
O bana yaklaştı.
Tom bir sandalye çekti.
O ona yaklaştı.
Dick ona senet hazırladı.
O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
Bir polis ona doğru geldi.
Bir polis bana geldi.
O, ona doğru yürüdü
Tom, Mary'ye yaklaştı.
O, kapıya yaklaştı.
Biri bana geldi ve dedi ki:
Patricia eve yaklaştı.
Tuhaf bir adam bize doğru geldi.
Yüzünde bir gülümseme ile ona yaklaştı.
Dünya beni uzaklaştırmadı, yakınına çekti.
Bir tilki birlikte geldi.
Tom Mary'ye doğru biraz yaklaştı.
Tom Mary'ye doğru yürüdü ve ona sarıldı.
Ayağa kalktığında "Hakim hanım, mahkemeye döndüm
Köşeden dönüp bir yengeç gördü.
Devasa bir köpek balığı aniden yanına yaklaştı.
O bana geldi ve adımı sordu.
Hayalet yavaş yavaş, ciddi, sessizce yaklaştı.
Tom Mary'ye kötü davrandı.
O, istasyona yaklaştı.
Bir adam uğradı ve iyi olup olmadığımı sordu.
Yüzünde bir gülümseme ile ona yaklaştı.
Bir yabancı bana doğru geldi ve bana saati sordu.
- O gecenin yarısında ona gizlice yaklaştı.
- O gecenin ortasında ona sinsice yaklaştı.
Yüzünde bir gülümseme ile ona yaklaştı.
Bir kız kalabalığın arasından krala yaklaştı.
Garip bir adam bana geldi ve para istedi.
Yaşlı bir adam geldi ve Lincoln'la tokalaştı.
O, ona yanaştı ve adının ne olduğunu sordu.
Luisa gözyaşlarına boğulduğunda, yalnızca onun en iyi arkadaşı onu teselli etmek için yaklaştı.
Yedinci sınıfta okuyan bir grup yanıma gelip
Napolyon'un üvey kızı olan Aglaé-Louise Auguié ile evlendi ve onu Fransa'nın gelecekteki imparatorluk ailesine yaklaştırdı.
Tom yapayalnız oturan bir kız gördü, bu yüzden onunla konuşmaya gitti.
Bir gün çeşmenin çevresindeyken fakir bir kadın içecek bir şey istemek için bana geldi.
O parkta idi, bir yabancı geldiğinde salıncakta oynuyordu, ve o, ona karamelini önerdi.