Translation of "Ambiente" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Ambiente" in a sentence and their turkish translations:

Era un ambiente tóxico.

Çok kötü hissettirmişti.

- Esto es malo para el medio ambiente.
- Esto perjudica al medio ambiente.

Bu,çevre için kötü.

Para mejorar el medio ambiente.

Çevreyi iyileştirmek için.

Necesito un cambio de ambiente.

Bir sahne değişikliğine ihtiyacım var.

Es la agricultura en ambiente controlado.

çevre kontrollü tarım yöntemi.

Comer carne perjudica al medio ambiente.

Et yemek çevreye zararlıdır.

Debemos intentar proteger el medio ambiente.

Çevreyi korumaya çalışmalıyız.

Si la humanidad no cuida el medio ambiente, el medio ambiente podría eliminar a la humanidad.

İnsanoğlu çevreye dikkat etmezse çevre insanoğlunu yok edebilir.

Los derechos de inmigrantes, el medio ambiente,

göçmenlerin haklarını, çevreyi,

La destrucción del medio ambiente es atroz.

Çevrenin tahribi dehşet vericidir.

Yo reciclo y cuido el medio ambiente.

Ben geri dönüştürüyorum ve çevreyle ilgileniyorum.

No tienen ningún impacto sobre el ambiente.

Onların çevre üzerinde herhangi bir etkisi yok.

Porque el ambiente era cada vez más tóxico.

çünkü çevre git gide artarak daha kötü hale geldi.

A partir de mi preocupación por nuestro ambiente.

bir fikir kökleşmeye başladı.

Nuestras vidas están determinadas por nuestro medio ambiente.

Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.

El medio ambiente se volvió rápidamente frío y oscuro,

ve karanlığa dönüştüğünden

Si realmente quieres acercarte a un ambiente como este,

Böyle bir ortama gerçekten yakın olmak istiyorsan

Para que caigan las sales y adquiera la temperatura ambiente,

Tuz çökeliyor, oda sıcaklığına geldiğinde

No somos los único primates que prosperamos en un ambiente urbano.

Şehir ortamında refah seviyesi yükselen tek primatlar biz değiliz.

O se sumerge afuera? al igual que el ambiente del aula

yoksa dışarıya mı dalmış? aynı sınıf ortamı gibi

Los proyectos dañinos para el medio ambiente deberían ser sistemáticamente abandonados.

Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.

La destrucción de la capa de ozono afecta al medio ambiente.

Ozon tabakasının tahrip edilmesi çevreyi etkiler.

Era casi como una caída libre, completamente hábil, muy cómodo en su ambiente.

Bir nevi düşüyor gibiydi, tam bir usta, ortamına tamamen alışık.

Ofrece el ambiente perfecto para que los animales vuelvan a sus hábitos salvajes.

hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

Cómo la gente adora al dinero cómo el dinero crea un ambiente falso para ti

insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu

Un ambiente adecuado para el crecimiento del banano, el calentamiento global hace que las plantaciones de

Dört adı verilen bir hastalığın kurbanı olmasına neden oluyor.

Es evidente que el comportamiento humano es más peligroso para el medio ambiente que la radiación.

Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.

Sabe exactamente cómo cazar y cómo ser dominante en ese ambiente. En realidad puede hacer lo que quiera.

Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.

Y por supuesto, el orangután busca vivir y sobrevivir en un ambiente que ha sido destruido y podría querer defenderse.

orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.

La represa Belo Monte en Brasil, es un proyecto controvertido, debido al impacto sobre el medio ambiente y la población nativa.

Brezilya'daki Belo Monte barajı çevre ve yerli halk üzerindeki etkisinden dolayı tartışmalı bir projedir.

Están en peligro de extinción, ya que con el calentamiento global el ambiente ya no es apto para la reproducción de estos

görünüyor , çünkü küresel ısınmada ortam artık bu fillerin hava koşullarına alışmış

El señor Peter Blake fue trágicamente asesinado por piratas en el río Amazonas en el 2001 cuando estaba en una misión para monitorear los cambios del medio ambiente.

Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü.