Translation of "Mejorar" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Mejorar" in a sentence and their turkish translations:

Intentamos mejorar.

Biz iyileşmeye çalışıyoruz.

Uno deja de mejorar.

gelişmeyi bırakırsınız.

Necesito mejorar mi francés.

- Fransızcamı geliştirmeliyim.
- Fransızcamı geliştirmem gerekiyor.

Tom verdaderamente quiere mejorar.

Tom gerçekten geliştirmek istiyor.

Quiero mejorar mi francés.

Fransızcamı ilerletmek istiyorum.

Estamos tratando de mejorar.

Biz iyileşmeye çalışıyoruz.

Quiero mejorar en francés.

Fransızcada daha iyi olmak istiyorum.

Y de mejorar nuestro país.

empati ile dinleme görevi.

Trata de mejorar tu inglés.

İngilizceni geliştirmeye çalış.

Quieren mejorar sus condiciones laborales.

Çalışma şartlarını iyileştirmek istiyorlar.

Las cosas van a mejorar.

Şartlar daha iyi olacak.

Para mejorar, tienes que comer.

İyileşmek için yemen lazım.

Para mejorar el medio ambiente.

Çevreyi iyileştirmek için.

El alumno tiene que mejorar.

Öğrenci ilerlemek zorunda.

Se enfocara en mejorar su desempeño.

performanslarını artırmaya odaklamıştır.

Y así mejorar nuestra salud mental.

böylece akıl sağlığımızı geliştirecek.

Él trata de mejorar su inglés.

İngilizcesini geliştirmeye çalışıyor.

Desearía mejorar mi pronunciación del inglés.

İngilizce telaffuzumu iyileştirmek isterdim.

Mary lee para mejorar su mente.

Mary zihnini geliştirmek için okur.

Tatoeba ayuda a mejorar mi Esperanto.

Tatoeba Esperantoca'mı geliştirmeme yardım ediyor.

Porque no tenía ningún interés en mejorar.

çünkü iyileşmekle ilgilenmiyordum.

Esto es algo que se puede mejorar.

Bu daha iyileşebileceğimiz bir konu.

Quienes solo buscan una oportunidad de mejorar

akıl almaz fikirlerini, umutlarını ve isteklerini

Ocupé cada oportunidad para mejorar mi esperanto.

Esperantomu geliştirmek için her fırsatı kullandım.

Pensé que las cosas iban a mejorar.

İşlerin daha iyi olacağını düşündüm.

Me gustaría mejorar mi pronunciación del francés.

Fransızca telaffuzumu geliştirmek istiyorum.

Ocupé cada oportunidad para mejorar mi inglés.

İngilizcemi geliştirmem için her fırsattan yararlandım.

Eso es algo que tenemos que mejorar.

Bu geliştireceğimiz bir şey.

Pienso que las cosas van a mejorar.

Sanırım işler daha iyi olacak.

Porque nos pueden enseñar a mejorar nuestra sociedad.

Çünkü onlar gerçek anlamda toplumumuzu nasıl geliştireceğimizi bize gösteriyor

Si haces el esfuerzo, puedes mejorar tu inglés.

Eğer gayret edersen İngilizceni geliştirebilirsin.

La compañía está tratando de mejorar su imagen.

Şirket imajını geliştirmeye çalışıyor.

- Vas a mejorar.
- Te vas a poner mejor.

İyileşeceksin.

Para que pudieran mejorar su capacidad de liderazgo

ve başarılı şekilde beyin fırtınası yapıp

Y mejorar la equipación, para que sea más seguro.

ve ekipmanı geliştirmek.

Cómo la gente puede mejorar en lo que hace.

mümkün olan şey.

Y contribuir de esa manera a mejorar el mundo.

ve dünyanın ilerlemesine nasıl katkıda bulunacağımızı anlamaya çalışıyorum.

Me gustaría encontrar la manera de mejorar mi memoria.

Hafızamı geliştirmek için bir yol bulmak istiyorum.

Es muy difícil motivarte a aprender más y a mejorar,

fazlasını öğrenmek için kendinizi motive etmeniz ve kendinizi geliştirmeniz

Todavía extraño a mi ex-esposa, pero voy a mejorar.

Eski karımı hâlâ özlüyorum ama benim amacım iyileşmek.

Podemos transferir esas innovaciones para mejorar la vida en la Tierra.

bu yenilikleri Dünya'daki yaşamı geliştirmek için de kullanabiliriz.

Necesidad de mejorar las estaciones base. No tenemos todo el crimen

baz istasyonlarını geliştirmek gerekiyor tabi. Bütün suç bizde de değil

El ajo se usa para mejorar el sabor de las comidas.

Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.

Y algún consejo que podemos usar para ayudar a mejorar nuestro potencial.

ve potansiyelimize ulaşmak için ipuçları verdim.

Si querías mejorar tu español, no tendrías que haber venido a Chile.

İspanyolcanı geliştirmek istediysen, Şili'ye gelmemeliydin.

Antes de ir a estudiar a París tengo que mejorar mi inglés.

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.

También sentí que había períodos en los que empeoraba en vez de mejorar.

Ayrıca daha iyi olmadan daha kötüye gidebileceğim dönemler oldu.

Me gustaría ir a China a estudiar para mejorar mi nivel de chino.

Çince seviyemi geliştirmek için Çin'de eğitim görmek istiyorum.

Me gustaría mejorar mi francés, pero no tengo ni un poco de tiempo.

Fransızcamı ilerletmek istiyorum ama gerçekten hiç vaktim yok.

Es hora de que empecemos a pensar en cómo podemos mejorar la situación.

Bu, durumu nasıl iyileştireceğimizi düşünmeye başlama zamanı.

- Quiero mejorar mi español rápido.
- ¡Qué bueno sería si mi español mejorara rápido!

Umarım İspanyolcam hızlıca gelişir.

Si tienes que mejorar tu inglés, deberías ir a los países donde se habla.

İngilizceni geliştirmek istiyorsan onun konuşulduğu ülkelere gitsen iyi olur.

Él construyó hospitales y ayudó a la gente de África a mejorar sus vidas.

O, hastaneler inşa etti ve Afrika halkının yaşamlarını iyileştirmeye yardımcı oldu.

Él se encarga de la construcción de caminos para mejorar los ingresos comerciales domésticos e internacionales.

yurtiçi ve yurtdışı ticaret gelirlerini artırmak için yollar inşa ettirdi

Tom está haciendo todo lo que puede para mejorar la calidad de vida de sus pacientes.

Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.

Tengo muchas ganas de irme a vivir a Finlandia, pero más me vale mejorar mi sueco primero.

Gerçekten Finlandiya'ya gitmek ve orada yaşamak isterim ama ilk olarak İsveççemi geliştirmem gerekecek.