Translation of "Intentar" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Intentar" in a sentence and their turkish translations:

Déjame intentar.

Denememe izin ver.

¿Puedo intentar?

Onu deneyebilir miyim?

¡Déjame intentar!

Ben deneyeyim!

¿Cuál quieren intentar?

Hangisini denemek istiyorsunuz?

Podría intentar atraerla.

Onu kendime çekmeye çalışabilirim.

Le dejaremos intentar.

Biz onun onu denemesine izin vereceğiz.

Quiero intentar ayudarte.

Sana yardım etmeyi denemek istiyorum.

Yo necesito intentar.

- Denemeliyim.
- Denemem gerekiyor.

Deberías intentar verlo.

Onu görmeye çalışmalısın.

Tenés que intentar.

Denemelisin.

- Podría intentar hacerlo yo mismo.
- Podría intentar hacerlo yo solo.

Onu tek başıma yapmayı deneyebilirdim.

E intentar cazar algo.

ve bir şey yakalamaya çalışırım.

E intentar filmarla fue…

görüntü yakalamaya çalışmak...

Es absurdo intentar persuadirlo.

Onu ikna etmeye çalışmak saçma.

Deberíamos intentar hacer algo.

Bir şey yapmaya çalışmalıyız.

¿Quieres intentar algo nuevo?

Yeni bir şey denemek ister misin?

¿Podemos intentar otra cosa?

Başka bir şey deneyebilir miyiz?

¡Para de intentar controlarme!

Beni kontrol etmeye çalışmayı bırak!

Tenemos que intentar todo.

- Her şeyi denememiz gerek.
- Her şeyi denemeliyiz.

Quiero intentar otra cosa.

Başka bir şey denemek istiyorum.

Decidí intentar de nuevo.

Tekrar denemeye karar verdim.

Yo quería intentar continuar.

Devam etmeyi denemek istedim.

No perjudicará intentar hacerlo.

Bunu yapmayı denemek incitmezdi.

Lo voy a intentar.

Deneyeceğim.

- No lo voy ni a intentar.
- Ni siquiera lo voy a intentar.

Denemeyeceğim bile.

Sin intentar solucionar las cosas,

onları dinleyemez miyiz

¿quieren intentar atrapar una más?

bir tane daha yakalayıp yakalayamayacağınızı görmek ister misiniz?

Deberías intentar ser más educado.

- Daha kibar olmayı denemelisin.
- Daha kibar olmaya çalışmalısınız.

No tengo ganas de intentar.

Canım denemek istemiyor.

Tom lo volverá a intentar.

Tom onu tekrar deneyecek.

Sería buena idea intentar hacerlo.

Bunu yapmayı denemek iyi bir fikir olurdu.

Deberíamos intentar evitar esta enfermedad crónica,

Tedavisi olmadığı için, bu kronik hastalıktan korunmaya çalışmamız gerek,

O por intentar quitarse la vida.

onu hatalı bulmadım.

Así que lo volví a intentar.

Ardından tekrar denedim.

Y el desafío de intentar descifrarlo.

ve deneyip çözme mücadelesi vardı.

¿Me dejas intentar una vez más?

- Bir kez daha denememe izin verir misin?
- Bir kez daha denememe izin verir misiniz?

Creo que vale la pena intentar.

- Onun denemeye değer olduğunu düşünüyorum.
- Sanırım o denemeye değer.

No me puedes culpar por intentar.

- Denediğim için beni ayıplayamazsınız.
- Denediğim için beni suçlayamazsın.

- Lo intentaré.
- Lo voy a intentar.

Deneyeceğim.

Él no quiere intentar nada más.

O başka bir şey denemek istemiyor.

Debemos intentar proteger el medio ambiente.

Çevreyi korumaya çalışmalıyız.

Tal vez deberíamos intentar de nuevo.

Belki tekrar denemeliyiz.

¡Vamos a intentar de nuevo, chicos!

Tekrar deneyelim çocuklar.

Siempre he querido intentar aprender francés.

Her zaman Fransızca öğrenmeyi denemek istedim.

Tom siempre quiere intentar algo nuevo.

Tom her zaman yeni bir şey denemek ister.

Deberías intentar ser más como Tom.

Tom'a daha çok benzemeye çalışmalısın.

Favor no intentar esto en casa.

Lütfen bunu evde deneme.

¿Quieren intentar volar la puerta con pólvora?

Kapıyı barutla patlatmak mı istiyorsunuz?

Esto no es algo que querrían intentar.

Bu denemek istemeyeceğiniz bir şey.

Esto es algo que no querrían intentar.

Tamam, bu denemek istemeyeceğiniz bir şey.

Tendremos que intentar sacarla de algún modo.

Onu bir şekilde dışarı çıkartmaya çalışacağız.

Debe intentar sonar un poco más emocionante.

Biraz daha heyecan verici sesler çıkarmalı.

Los estudiantes deberían intentar no llegar tarde.

Öğrenciler geç kalmamaya çalışmalıdır.

No puedes culpar a alguien por intentar.

Denediği için bir adamı suçlayamazsın.

Tom está dispuesto a intentar cualquier cosa.

Tom bir şey denemek için gönüllü.

Siempre deberíamos intentar ayudar a los demás.

Her zaman başkalarına yardımcı olmaya çalışmalıyız.

Pensé en intentar lo que Tom sugirió.

Tom'un önerdiği şeyi deneyeceğimi düşündüm.

Voy a intentar coger un buen bronceado.

İyi bir bronzluk elde etmeye çalışacağım.

Puede que quieras intentar ponerte a dieta.

Bir diyet yapmayı denemek isteyebilirsin.

Quizá quieras intentar estudiar en la biblioteca.

Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.

- Déjame intentarlo.
- Déjame probarlo.
- Déjame probar.
- Dejame intentar.

- Onu deneyeyim.
- Onu denememe izin ver.

Deberías intentar no rascarte las picaduras de mosquito.

Böcek ısırıklarını kaşımaya çalışmaman gerekir.

- No intentarlo es fracasar.
- No intentar es fracasar.

Denememek başarısız olmaktır.

Yo no voy a intentar matar esa cosa.

O şeyi öldürmeye çalışmayacağım.

¿Has visto a Tom intentar iniciar un fuego?

Tom'un ateş yakmaya çalıştığını gördün mü?

Fui a dar un paseo para intentar calmarme.

Ayılmaya çalışmak için yürüyüşe gittim.

Intentar arreglar esto es una pérdida de tiempo.

Bunu düzeltmeye çalışmak bir zaman kaybı.

- Ellos atacarán.
- Intentan atacar.
- Van a intentar atacar.

Onlar saldırmak niyetindeler.

¿Por qué no lo volvemos a intentar mañana?

Neden yarın bunu tekrar yapmayı denemiyoruz?

- Tom lo va a intentar.
- Tom lo intentará.

Tom deneyecek.

No merece la pena intentar convencer a Tom.

Tom'u ikna etmeye çalışmanın bir faydası yok.

Intentar encontrar la felicidad solo te hace infeliz.

Mutluluğu aramak seni sadece mutsuz eder.

No soy bastante valiente para intentar hacer eso.

Bunu yapmaya çalışacak kadar cesur değilim.

Puedo intentar trepar la cuerda o intentar escalar por las rocas que hay en la entrada de la cueva.

Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.

- Voy a intentar hacerlo mejor.
- Voy a intentar dar lo mejor de mí.
- Intentaré dar lo mejor de mí mismo.

Elimden geleni yapmaya çalışacağım.

Solo pueden intentar esta captura algunas noches de primavera.

Bu avı ancak baharda birkaç gece yakalamaya çalışabilirler.

Mi primer instinto fue intentar ahuyentar a los tiburones.

İlk hissettiğin içgüdü, köpek balıklarını korkutup kaçırmaktı.

Caminé muy deprisa para intentar coger el primer tren.

İlk treni yakalayabilmek için çabucak yürüdüm.

No sabía cómo hacerlo, pero estaba dispuesto a intentar.

Onu nasıl yapacağımı bilmiyordum fakat denemek için istekliydim.

Agradezco su oferta, pero me gustaría intentar hacerlo solo.

Ben senin teklifini takdir ediyorum, ama bunu tek başıma yapmaya çalışmak istiyorum.

Fracasó al intentar hacer lo que dijo que haría.

Yapacağını söylediği şeyi yapamadı.

Será mejor que compres uno nuevo que intentar arreglarlo.

Bunu tamir etmeye çalışmaktansa yeni bir tane alsan daha varlıklı olacaksın.

Si quieres ir ahí, no voy a intentar detenerte.

Oraya gitmek istiyorsan seni durdurmaya çalışmayacağım.

Yo pienso que no sirve de nada intentar convencerle.

Onu ikna etmeye çalışmanın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum.

Fue lo que me motivó a intentar algo nuevo,

ve beni alternatif sözümler üretmek için yeni bir şey öğrenmeye