Translation of "Amanecer" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Amanecer" in a sentence and their turkish translations:

Vi el amanecer.

Ben gün doğumunu gördüm.

Llegó al amanecer.

O, şafakta geldi.

Nos levantamos al amanecer.

Biz şafak vakti kalktık.

¡Bailemos hasta el amanecer!

Şafak sökene kadar dans edelim.

El amanecer está cerca.

Neredeyse gün doğuyor.

Dormí hasta el amanecer.

Gün doğana kadar uyudum.

Debemos levantarnos al amanecer.

Biz şafakta kalkmalıyız.

Me desperté al amanecer.

Güneş doğarken uyandım.

Desde ahora hasta el amanecer,

Şu andan itibaren, şafak sökene kadar...

El sol acaba de amanecer.

Güneş henüz doğdu.

Al amanecer, nos ponemos en movimiento.

Gün başlarken, yeniden harekete geçiyoruz.

Con el amanecer, la temperatura sube.

Şafağın sökmesiyle... ...sıcaklık tepeye fırlıyor.

El ataque enemigo cesó al amanecer.

Düşman saldırısı şafakta sona erdi.

Hablamos sin descanso hasta el amanecer.

Gün doğana kadar sürekli konuştuk.

El teatro solía abrir al amanecer.

Tiyatro şafak vakti açardı.

El amanecer es generalmente una señal para levantarse,

Güneşin doğuşu genelde insanlara uyan işaretidir

El amanecer ilumina el fondo del arco naranja,

Gün doğumu kemerin alt tarafını turuncuyla aydınlatır

Y la primera de muchas antes del amanecer.

Şafak sökmeden daha çok avlayacak.

Llegando al amanecer al flanco derecho de Napoleón.

şafak vakti Napolyon'un sağ kanadına ulaştı.

Tom salió a pescar poco antes del amanecer.

Tom şafaktan hemen önce balık tutmaya gitmek için ayrıldı.

Dejaremos eso unas horas y revisaremos antes del amanecer.

Bunu birkaç saat açık bırakıp alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.

Lo dejaremos unas horas y revisaremos antes del amanecer.

Bunu birkaç saatliğine bırakacağız ve alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.

Y fui al pie del paredón antes del amanecer.

ve duvarın dibine güneş doğmadan vardım.

Hoy en día, me gusta pensar en la esperanza como un amanecer

Bu günlerde umudu gün doğumuna benzetiyorum.

Cuatro días después, en Jena, Lannes abrió al amanecer el principal ataque francés,

Dört gün sonra Jena'da, Lannes şafak vakti ana Fransız saldırısını başlattı

Su propio primo Hjorvard hizo un ataque sorpresa al amanecer en el salón del rey.

Kendi kuzeni Hjorvard, kralın salonuna bir sürpriz, şafak saldırısı yaptı.

Puedes estar de fiesta toda la noche, ¡pero vuelve a tu tumba antes del amanecer!

Bütün gece ziyafet çekebilirsin ama gün ağarmadan önce mezarına geri dönebilirsin!

Fue una noche fría y húmeda, y estoy cansado. Pero, al amanecer, nos ponemos en movimiento.

Soğuk ve ıslak bir geceydi ve yorgunum. Ama gün doğduğunda yolumuza devam ediyoruz.

Y cada criatura de la Tierra debe encontrar la forma de sobrevivir a la noche. DEL CREPÚSCULO AL AMANECER

Dünya'daki her yaratığın geceden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekir. GÜN BATIMINDAN ŞAFAĞA

Al día siguiente, las tropas de Davout lucharon contra un importante asalto al amanecer austríaco ... luego lanzaron su propio

Ertesi gün, Davout'un birlikleri büyük bir Avusturya şafak saldırısında savaştı… sonra kendi saldırısını

Me llevé tan bien con el sujeto sentado al lado mío en el pub, que terminamos tomando juntos hasta el amanecer.

Barda yanımda oturan şafak sökene kadar beraber içtiğim adamlarla gerçekten iyi anlaştım.