Examples of using "Aguantar" in a sentence and their turkish translations:
Saatlerce dayanabilirim.
- Ben onu daha fazla tutamam.
- Daha fazla tutamıyorum.
- Artık tutamıyorum.
- Çok sıkıştım.
- Ben bununla uğraşamam.
- Bununla başa çıkamam.
Katlanma dayanılmaz olabilir.
- Bu acıya katlanamıyorum.
- Bu acıya dayanamıyorum.
O gürültüye daha fazla dayanamadım.
Tom acıya güçlükle katlanabiliyordu.
Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.
Nefesini ne kadar süre tutabilirsin?
Bunun üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum.
Gürültüye artık katlanamıyorum.
Bu otobüs elli kişi alabilir.
Onun kabalığına dayanamıyorum.
Caddeden gelen gürültüye katlanamıyorum.
Soğuğa dayanamıyorum.
Bütün gün o şiddetli ısıya nasıl dayanabiliyorsun?
Kendimize dayanmamız gerektiğini söylemek kötü bir şeydir.
Tom artık ağrıya dayanamadı.
Ben çılgın yaşamıma dayanamıyorum.
Bu hapishanede hapsedilmeye katlanamıyorum!
O, tahammül sınırlarımı aşar.