Translation of "Abrió" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Abrió" in a sentence and their turkish translations:

Abrió el maletero.

O bagajı patlattı.

- Él abrió el sobre cortándolo.
- Él abrió el sobre.

O zarfı açmak için kesti.

Ella abrió su tienda.

Mağazasını açtı.Bitmedi...

Él abrió las jaulas.

O, kafesleri açtı.

Tom abrió su paraguas.

Tom şemsiyesini yerine koydu.

Tom abrió el refrigerador.

Tom buzdolabını açtı.

Tom abrió las cortinas.

Tom perdeleri açtı.

Tom abrió una ventana.

Tom bir pencere açtı.

La puerta se abrió.

Kapı açıldı.

Abrió la carta rápidamente.

O, çabucak mektubu açtı.

Alguien abrió la puerta.

Birisi kapıyı açtı.

Tom abrió la puerta.

Tom kapıyı açtı.

Tom abrió su maleta.

Tom bavulunu açtı.

Ella abrió los ojos.

- Gözlerini açtı.
- Gözünü açtı.

Alguien abrió la ventana.

Birisi pencereyi açtı.

Tomás abrió la ventana.

Tom pencereyi açtı.

Él abrió la puerta.

O, kapıyı açtı.

Tom abrió el armario.

Tom dolabı açtı.

Ella abrió la puerta.

O, kapıyı açtı.

Él abrió la boca.

O ağzını açtı.

La ventana se abrió.

Pencere açıktı.

Tom abrió la cerveza.

Tom birayı açtı.

Tom abrió su libro.

Tom kitabını açtı.

Tom abrió la caja.

Tom kutuyu açtı.

Le abrió la puerta.

O onun için kapıyı açtı.

Tom abrió el sobre.

Tom zarfı açtı.

Ella abrió la boca.

Ağzını açtı.

Tom abrió otra cerveza.

Tom bir bira daha açtı.

Tom abrió su laptop.

Tom dizüstünü açtı.

Tom abrió el libro.

Tom kitabı açtı.

Tom abrió la boca.

Tom ağzını açtı.

Tom abrió una cerveza.

Tom bir bira açtı.

- Tom abrió la ventana un tris.
- Tom abrió la ventana un poquitico.
- Tom abrió la ventana un poquito.

Tom pencereyi birazcık araladı.

La puerta se abrió lentamente.

Kapı yavaşça açıldı.

La puerta se abrió automáticamente.

Kapı otomatik olarak açıldı.

La muchacha abrió la ventana.

Küçük kız pencereyi açtı.

El bebé abrió la boca.

Bebek ağzını açtı.

La niña abrió su paraguas.

Kız şemsiyesini açtı.

Tom abrió la puerta mosquitera.

Tom sinekliği açtı.

Tom le abrió la puerta.

Tom onun için kapıyı açtı.

¿Cuándo se abrió la caja?

- Kutu ne zaman açılmıştı?
- Sandık ne zaman açılmıştı?

Tom abrió la puerta azul.

Tom mavi kapıyı açtı.

Tom abrió la carta rápidamente.

Tom mektubu çabucak açtı.

Porque él se abrió a ella

Nedeni, adamın ona içini açıp

Entonces, finalmente, ella abrió la boca.

Sonra, nihayet, o, ağzını açtı.

El español le abrió muchas puertas.

İspanyolca onun için birçok kapıyı açtı.

Tom abrió la puerta y entró.

Tom kapıyı açtı ve içeri girdi.

Tom abrió una lata de atún.

Tom bir ton balığı kutusu açtı.

Tom abrió la caja con cuidado.

Tom kutuyu dikkatle açtı.

No abrió la boca para protestar.

O, protesto etmek için ağzını açmadı.

Tom abrió una botella de vino.

Tom bir şişe şarap açtı.

Tom abrió la puerta del coche.

Tom araba kapısını açtı.

Tom abrió la boca para interrumpir.

Tom lafı kesmek için, ağzını açtı.

Tom abrió otra botella de vino.

Tom bir şişe daha şarap açtı.

Tom abrió la puerta a Mary.

Tom, Mary için kapıyı açtı.

Tom ni siquiera abrió el sobre.

Tom zarfı açmadı bile.

- La puerta se abrió y un hombre entró.
- Se abrió la puerta y entró un hombre.

Kapı açıldı ve bir adam içeri geldi.

Encontró su llave y abrió la puerta.

Anahtarını buldu ve kapıyı açtı.

Tom abrió la caja y miró adentro.

Tom kutuyu açtı ve içine baktı.

Tom abrió la puerta de una patada.

Tom kapıyı açmak için tekmeledi.

Tom abrió los cerrojos de su maletín.

Tom evrak çantasını açtı.

El paracaídas de Tomás no se abrió.

Tom'un paraşütü açılmadı.

Tom abrió la puerta de su oficina.

Tom ofisinin kapısını açtı.

Tom abrió las ventanas de su cuarto.

Tom yatak odası pencerelerini açtı.

- Tom estaba en pijamas cuando abrió la puerta.
- Tom tenía puesto su pijama cuando abrió la puerta.

Tom kapıyı açtığında pijamasını giyiyordu.

- Tom abrió la puerta y salió corriendo el perro.
- Tom abrió la puerta y el perro salió corriendo.

Tom kapıyı açtı ve köpek dışarı koştu.

- Tom abrió su valija y sacó una camisa limpia.
- Tom abrió su maleta y sacó una camisa limpia.

Tom bavulunu açtı ve temiz bir gömlek çıkardı.

El león abrió su enorme boca y rugió.

Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.

El nuevo supermercado se abrió el mes pasado.

Geçen ay yeni süpermarket açıldı.

- Tom dio la llave.
- Tom abrió la canilla.

Tom musluğu açtı.

Mary se hizo monja y abrió un orfanato.

Mary bir rahibe oldu ve bir yetimhane açtı.

Ella estaba tan curiosa que abrió la caja.

O kadar meraklıydı ki kutuyu açtı.

Tom abrió los ojos y vio a María.

Tom gözlerini açtı ve Mary'yi gördü.

Tom giró la perilla y abrió la puerta.

Tom topuzu çevirdi ve kapıyı açtı.

En cuanto se quedó solo, abrió la carta.

O, yalnız kalınca mektubu açtı.

Tom abrió el cajón para coger una calculadora.

Tom hesap makinesini almak için çekmeceyi açtı.

Tom caminó hasta la puerta y la abrió.

Tom kapıya doğru yürüdü ve onu açtı.

La puerta se abrió y salió un hombre.

Kapı açıldı ve bir adam çıktı.

No abrió la boca en toda la tarde.

O tüm öğleden sonra ağzını açmadı.

Tom abrió la puerta y encendió la luz.

Tom kapıyı açtı ve ışığı yaktı.

Tom abrió el grifo, pero no salió nada.

Tom su musluğunu açtı fakat bir şey gelmedi.

Tom abrió la ventana para ventilar la habitación.

Tom odayı havalandırmak için pencereleri açtı.

- La puerta se abrió repentinamente y entró su padre.
- De repente se abrió la puerta y entró su padre.

Aniden kapı açıldı ve babası girdi.

- Un gato salió corriendo tan pronto como ella abrió la puerta.
- Apenas abrió la puerta salió un gato corriendo.

- O kapıyı açar açmaz bir kedi dışarı kaçtı.
- Kapıyı açar açmaz bir kedi dışarı koştu.

Y abrió el camino al dominio de Da Vinci

Ve Da Vinci'ye ustalık yolunu açtı

Ella abrió la ventana para que entrara aire fresco.

İçeriye temiz hava girmesi için pencereyi açtı.

María fue hasta la ventana y abrió las cortinas.

Maria pencereye gitti ve perdeleri açtı.

Él abrió la jaula y liberó a los pájaros.

Kafesi açtı ve kuşları serbest bıraktı.