Translation of "Estarán" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Estarán" in a sentence and their turkish translations:

- Estarán estupendamente.
- Estarán perfectamente.

Onlar iyi olacak.

Estarán bien.

Onlar iyi olacak.

Pronto estarán aquí.

Yakında burada olacaklar.

Todos estarán satisfechos.

Herkes memnun olacak.

Pronto estarán casados.

- Onlar yakında evlenecek.
- Yakında evlenecekler.

- Me pregunto sobre qué estarán chismeando.
- Me pregunto sobre qué estarán cotilleando.

Ne çekiştiriyorlar acaba?

Las sillas estarán aquí mañana.

Sandalyeler yarın burada olacak.

Estarán aquí a las tres.

Onlar üçte burada olacaklar.

Ellos estarán a salvo aquí.

Onlar burada güvende olacaklar.

Ellos estarán de acuerdo en eso.

Onlar bu konuda anlaşacaklar.

No te preocupes. Ellos estarán supervisados.

Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak.

Entonces estarán en la zona de ansiedad.

o zaman anksiyete alanındadırlar.

Los hombres estarán felices si recuperan algo.

İnsanlar bir şeyi geri alırsa, mutlu olacaktır.

Los combustibles fósiles no estarán disponibles para siempre.

Fosil yakıtlar sonsuza kadar var olmayacak.

Ellos estarán trabajando duro en el campo mañana.

Yarın tarlada sıkı çalışıyor olacaklar.

Si lo hacen, estarán listos para hacer la pregunta.

Eğer öyle yapacaksanız, soru almaya hazırsınız.

- Estarás aún mejor.
- Estarán aún mejor.
- Estará aún mejor.

Daha iyi bile olacaksın.

Pero pase lo que pase, al menos no estarán solos.

ama ne olursa olsun en azından yalnız olmayacaksınız.

Si llegan a la primavera, estarán listos para salir solos.

Bahara sağ çıkarlarsa tek başlarına yaşamaya hazır olacaklar.

Las hienas y los leopardos pronto estarán a la caza.

Sırtlanlar ve parslar yakında ava çıkacak.

Aquellos que puedan, estarán en condiciones de conquistar el mundo ".

Dünyayı fethetmeye uygun olabilecekler. "

- Necesito saber si estarás ahí.
- Necesito saber si estarán ahí.

- Orada olup olmayacağını bilmem gerekiyor.
- Orada olup olmayacağını bilmeliyim.

En solo tres meses, estarán listas para tener sus propios bebés.

Sadece üç ay içerisinde... ...kendileri de çocuk yapacak hâle gelecek.

Cambio climático. Las ballenas no estarán presentes en el año 2000

. Balinalar, üreme ve göç için okyanustaki belirli bir sıcaklığa

Estarán bien equipados para implementar la ciencia, la tecnología y la innovación.

Bilim, teknoloji ve yeniliği uygulamak için iyi donanımlı olacaklar.

No estarán contentos hasta que nos hayan sacado todo lo que tenemos.

Onlar sahip olduğumuz her şeyi alıncaya kadar mutlu olmayacaklar.

Él se ha ido, pero sus recuerdos estarán con nosotros por siempre.

O öldü ama onun anıları sonsuza kadar bizimle birlikte olacak.

- Todo el mundo estará en casa por Navidad.
- Todos estarán en casa para Navidad.

Herkes Noel için evde olacak.

Pronto los periódicos no se imprimirán en papel, sino que solo estarán disponibles en internet.

Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak.

Cuando me levante mañana por la mañana, el sol estará brillando y los pájaros estarán cantando.

Yarın sabah kalktığımda, güneş parlıyor ve kuşlar ötüyor olacak.