Examples of using "утрам" in a sentence and their turkish translations:
Sabah erken kalkar mısın?
- Sabahleyin TV izliyor musun?
- Sabah televizyona bakıyor musun?
- Sabahları televizyon izliyor musun?
Sabah yürürdüm.
Sabahleyin hava serin.
Tom sabahleyin çalışır.
İnsanların pek çoğu sabah haberlerini
Sabahleyin meditasyon yapardı.
Tom genellikle sabah yüzer.
Sabahleyin egzersiz yaparım.
Horoz sabahleyin "kukuriku" diye öter.
Sabahları burada çok trafik var.
Sabahleyin kahveye ihtiyacım var.
Ben asla sabahları burada değilim.
Sabahları duş alma alışkanlığım var.
Özellikle sabahları yürümeyi severim.
Sabah saçımı yıkamam.
Tom her sabah yatağını yapar mı?
Sabahları hep banyo yaparım.
Tom sabah erken kalkmaktan nefret eder.
Tom sabahleyin asla burada olmaz.
Tom sabah erken kalkmaya alışkındır.
Mary sabahleyin erken kalkmaktan nefret eder.
Çocuklar sabahleyin okula gider.
- Trafik burada ağırdır, özellikle sabahları.
- Trafik burada özellikle sabahları ağırdır,
- Trafik burada yoğundur özellikle sabahları.
O, her zaman sabahleyin biraz asabidir.
Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.
Tom her zaman sabah kahve içer.
Sabahları her zaman meşgul değilim.
Sabah sık sık Tom'u görürüm.
Ben sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.
- Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
- Sabah erken kalkmak sağlığınız için faydalıdır.
Sabahları duş almak âdetimdir.
Sabahleyin sarımsak yemeyi sevmiyorum.
Gebe kadınlar genellikle sabah bulantısı geçirirler.
Her Pazar sabahı onu yaparım.
Her sabah genellikle saat kaçta kalkarsın?
Hâlâ her sabah koşuyor musun?
Hava sabah tazedir.
Sabahleyin her zaman bir fincan kahve içerim.
O geç kalkan biridir.
Köpeğimi sabahleyin beslemem.
Sabahları her zaman bir fincan kahve içerim.
Tom sabahleyin asla erken kalkmaz.
Tom sabahleyin sık sık parka gider.
Tom sabahleyin her zaman çay içer.
Sabahları, tostuma bal koymayı severim.
Sabah asla ofiste değildir.
Tom her Pazar sabahı kiliseye gider.
Sabahleyin genellikle ilk olarak duş alırım.
- Tom bir gece kuşu ama sabahları çok mıymıntı.
- Tom bir gece kuşu ama sabahları çok uyuşuktur.
Yaz tatili sırasında sabahleyin okudum.
Sabahları nehir boyunca yürümeyi severim.
Sabahları çok erken kalkmayı sevmiyorum.
Sabah saçımı şampuanlamam.
Biz genellikle sabahları birlikte sahil boyunca bir yürüyüş yapardık.
Genellikle baba bizimle birlikte sabahları çay içiyor.
Tom köpeğini sabah beslemez, sadece akşam.
Tom bana sabahleyin çalışmaktan hoşlanmadığını söyledi.
O her sabah bir gazete okur.
- Tom'un her sabah koşuya gitmek için zamanı yoktu.
- Tom'un her sabah koşuya gidecek zamanı yoktu.
Çocuklar sabahleyin okula gider.
Tom her zaman sabahleyin duş alır.
Sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.
Ben her sabah koşarım.
Sabah saat kaçta evden ayrılırsınız?
Benim hakkımda bilmen gereken bir şey sabahleyin geç saatlere kadar uyumamdır.
Bazen sabahleyin yalnızca yataktan çıkmak istemem.
Sabahleyin insanları "Günaydın" ile selamlıyorum. Bu, "Size iyi günler dilerim" veya "İyi günler" gibi bir kısaltmadır.