Examples of using "воздух" in a sentence and their turkish translations:
Hava sıcak oldu.
Bizim havamız kirlidir.
- Acayip nemli bir hava var.
- Hava çok nemli.
Hava görünmezdir.
Hava çok bunaltıcı.
Hava sabah tazedir.
Hava şehirlerde kirlidir.
Hava nehirleri doldurur,
Sigara içenler havayı kirletmektedir.
Hava nemliydi.
Buradaki hava temiz.
Havaya ihtiyacım var.
Burada hava korkunç.
Hava uçan mermilerle doluydu.
Bu hava dünyanın cildidir.
Hava yumuşak ve toprak nemli.
Soğuk hava Tom'u yeniden hayata döndürdü.
Bizim temiz havaya ihtiyacımız var.
Sabahleyin hava serin.
Ben temiz havayı severim.
Evet. Hava çok nemli.
Hava, yaşamak için vazgeçilmezdir.
Temiz havaya ihtiyacım var.
Yağmur yağdıktan sonra hava temizdir.
Hava gazların karışımıdır.
Ormanda zaman geçirmek sizin için iyidir.
Buradaki hava çok kötü.
Polis havaya ateş etti.
Hava birçok gazın karışımıdır.
Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi
Sıcak, nemli havaya.
Konu etrafımızı çevreleyen havadır.
sözümona yapay ağaçlar yapabiliriz.
Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
Büyük şehirlerde hava kirlidir.
Hava nemli.
- Madrid'in havası benim için kötüdür.
- Madrid'in havası beni hasta ediyor.
Tom topu havaya attı.
Ev bitkileri havayı temizlemeye yardım eder.
Fabrikalardan gelen gazlar havayı kirletir.
Hava bile farklı kokuyordu.
O onu havaya kaldırdı.
Hava bizim göremediğimiz gazların karışımından oluşuyor.
Bu odadaki hava iyi değil.
Nefes almaya çalışarak kalktım.
Tom Mary'yi havaya kaldırdı.
Geceleri soğuk havanın alçalacağı bir yer vardır.
Buradan soğuk hava geldiğini hissedebiliyorum.
posasını ve çekirdeğini havada yere bırakır
Tom nefes nefese kaldı.
Hava sisli.
Taze hava sağlıklı olmak için gereklidir.
Bu odadaki hava çok sıkıcı.
Onlar şapkalarını havaya fırlattı.
Yüksek dağın tepesinde hava incedir.
Polis havaya uyarı ateşi açtı.
- Su, hava kadar değerlidir.
- Su, hava kadar kıymetlidir.
Temiz hava ve yüze vuran güneş ışığı.
Ağzındaki alıcılar havanın tadına bakıyor.
Bu havayı bu odada da hissedebilirsiniz,
Balık için su neyse hava bizim için odur.
Balık için su neyse insan için de hava odur.
Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.
Temiz hava ve egzersiz, sağlık için iyidir.
Tom biraz taze havaya izin vermek için pencereyi açtı.
Filizlenmek için, tohumların hava ve suya ihtiyacı var.
Patlayacak!
Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.
şu anda burun deliklerinizde gezinen hava.
dünyada yeryüzüne çarpmadan önce hava infilak etti
Hem hava hem de su hayat için vazgeçilmezdir.
Hava ağırlıklı olarak nitrojen ve oksijenden oluşur.
Buradaki bir klima havanın, restoranın bu kısmında dolaşmasını sağladı.
Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve suya ihtiyacı vardır.
Biz yukarı çıkarken hava soğur.
Hava, yemek gibi insanların temel ihtiyaçlarındandır.
Ama bu taraftaki hava daha sıcak gibi ve ben çok üşüyorum.
21 milyon ton parçacıklı madde
ve kullanıldığı takdirde havadan karbondioksiti temizler.
- Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
- Çiçek ve ağaçlar temiz hava ve taze suya ihtiyaç duyarlar.
- Çiçekler ve ağaçlar, temiz hava ve tatlı suya ihtiyaç duyarlar.
Soluduğumuz hava, oksijen ve azottan oluşur.
Dört temel öge toprak, hava ateş ve sudur.
Daha yukarıya giderken hava incelir.
Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.
top böyle havaya atılır birisinin ismi söylenir
Bir şehir ne kadar büyürse hava ve su o kadar kirli olur.
Su balık için neyse, hava da insan için odur.
İnsan için hava neyse, balık için de su odur.
Eğer hava ve su olmasaydı, yaşayamazdık.
fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,
Çukurlu toplar uzaklaşır çünkü hava düzensiz bir yüzeye temas eder.
Biraz temiz havanın girmesine izin vermek için pencereyi açtım.
Bir kadınla tartışmak suyu boğmaya çalışmak, ateşi yakmak, toprağı kazmak ya da havayı yakalamaya çalışmak gibidir.
Soğuk havada dışarıya nefes verdiğinde nefesini görebilirsin.