Examples of using "столкнуться" in a sentence and their turkish translations:
bunlar bir süre sonra çarpışabilir
Biz bazı sorunlarla karşılaşabiliriz.
Sıkı bir rekabetle karşılaşacaksın.
Karanlık bir ara sokakta ona rastlamak istemem.
insanlar diyor abi o yalan ya sıkıyor gibi söylemlerle karşı karşıya kalabiliyor
Tom'a rastlamak istemiyorum.
Henüz hasta olmak için virüse ne kadar maruz kalınması gerektiğini bilmiyoruz
orada yaşamıyoruz ama tatile gittiğimizde de bununla karşılaşabiliriz