Examples of using "спортзал" in a sentence and their turkish translations:
Ben spor salonuna başlıyorum.
- Spor salonundan nefret ediyorum.
- Spor salonundan nefret ederim.
Tom spor salonuna gitmeye başladı.
Öğretmenler odası ve spor salonu onarılıyor.
O, spor salonuna yürümedi.
Benimle spor salonuna gitmek ister misin?
Bu otelin bir spor salonu ve bir yüzme havuzu vardır.
Tom ve Mary balonlarla spor salonunu dekore ettiler.
Tom haftada üç gün spor salonuna gitti.
Bu gece spor salonuna gidemem.
Spor salonuna gitmeye başladım.
Gerçek erkekler aerobik yapmak için değil, ağırlık çalışmak için spor salonuna giderler.
Haftada en az iki kez spor salonuna gitmelisin.
Haftada en az iki kez spor salonuna gitmelisin.