Examples of using "спине" in a sentence and their turkish translations:
O, sırtında bir ağrı hissetti.
O onun sırtını sıvazladı.
Tom sırtüstü uzandı.
O sırtüstü yatıyordu.
Tom sırtüstü uyur.
O sırtüstü uyuyor.
Sırt üstü uzanıyordum.
O sırtüstü yatıyor muydu?
Dedesini sırtında taşıdı.
Tom sırt ağrısından şikâyet ediyordu.
alıyorlar sırtlarına bitlerini devam
O, sırtında bir çanta taşır.
O, sırtında bir ağrı hissetti.
Sırtımda bir ağrı hissediyorum.
O, sırt üstü yüzebilir.
O onun sırtını sıvazladı.
Tom oğlunun sırtını okşadı.
Tom Mary'nin sırtına şaplak attı.
Tom genellikle sırtüstü uyur.
Bebeği sırtında taşıyordu.
Tom Mary'nin sırtını sıvazladı.
Tom sırtında bir ağrı hissetti.
Tom, Mary'yi sırtında taşıdı.
Tom kronik sırt ağrısından muzdarip.
Tom sırtıma vurup beni tebrik etti.
Ürperdim.
Bir gece, sırtüstü yatarken
bu tırtılların sırtında yaşıyorlar
Mavi kuş gökyüzünü sırtında taşır.
O yatakta sırtüstü yatıyor.
Sırtında bir şey var.
Yaşlının sırtı ağrıyordu.
O, yatakta sırtüstü yatıyordu.
Tom'un sırtında bir yılan dövmesi var.
Tom, sırtında bir bıçakla öldü.
Develerin sırtında kaç tane hörgüç var?
Açlıktan midem sırtıma yapıştı!
Sırtında ve bacaklarında şiddetli ağrı hissetti.
Şuna bakın. Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
Tom sık sık sırt ağrısından şikayet eder mi?
Sırtımdaki ağrıyla yaşamayı öğrendim.
Tom'un sırtından bir damla ter aktı.
Sırtından bir damla ter aktı.
Stegosaurus, sırtındaki kemik kalkanlarıyla bilinir.
Sırtüstü uzanıp yıldızları seyrediyordu.
onu sırtında taşıyor tırtılın sırtından inmiyor
Sırtımda bir şeyin süründüğünü hissettim.
Sırt üstü yatıp bulutların geçişini izlemekten hoşlanıyorum.
bazı tırtıllar yine bit gibi sırtında şekerli bir salgı üretiyor
O beni öptüğünde bir ürpertinin omurgamdan aşağı indiğini hissettim.
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
"Garson, bu sinek çorbamda ne yapıyor?" "Bana sırtüstü yüzecek gibi geliyor, bayım!"
Ali'nin dedesi küfeciydi.