Examples of using "собственной" in a sentence and their turkish translations:
Kendi gölgenden kork.
Kız kendi gölgesinden korkuyordu.
Kendi gücünü bilmiyorsun.
kendi değerimiz üzerine düşünmeyi
O kendi gölgesinden korkar.
Tom kendi şakasına güldü.
Tom kendi gölgesinden korkuyor.
Kendi gölgesinden korktu.
Hayatına çekidüzen verme zamanı.
O kendi gölgesinden korkuyor.
Kendi kültürümüzden uzaklaşıp
Ruslar kendi ikilemleriyle karşılaştılar.
Kendi kaderinin kaptanısın.
O kendi kız kardeşi tarafından öldürüldü.
Bu senin kendi güvenliğin için.
- Kendi arabasını sürüyor.
- Kendi arabasını kullanıyor.
O kendi gölgesinden bile korkuyor.
Tırsak bir insan kendi gölgesinden bile korkar.
Kendi güzelliğini görmüyor.
Kendi hayatını riske atarak köpeği kurtardı.
O, kendi hayatı pahasına onu kurtardı.
Kendi suyunda boğulmak gibi birşey
Çiftliğinde sığır besliyor.
Ben buraya kendi özgür irademle geldim.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
Oraya kendi irademle gittim.
Tom yatağında öldürüldü.
Kendi çete üyeleri tarafından öldürüldü.
Değerimizin ve bilincimizin önemsizliği.
O bizzat geldi.
Kendi anneme bile güvenemiyorum.
Kendime ait bir odam yoktu.
Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.
O, onları kurtarmak için kendi hayatını feda etti.
Mary, Tom'u kurtarmak için kendi hayatını feda etti.
Kendi ölümünü ve savunmasızlığını düşünmeye başlıyorsun.
Kurbanın kendi kanı ile katilin adını yazmaya çalıştığı görünmektedir.
Kendi hayatı riske atarak arkadaşını kurtardı.
Tom Mary'ye kendi kızı gibi davrandı.
Asker kendi hayatı pahasına arkadaşını kurtardı.
- Romanda yazarın hayatından çok sayıda otobiyografik unsur var.
- Roman, yazarın kendi hayatından birçok otobiyografik öğe barındırıyor.
Okuma birinin kendi kafası yerine başka birinin kafasıyla düşünmeye eşdeğerdir.
Ya adam kendi şirketinden yönetim kurulu kararıyla kovuluyor
Kar o kadar sık düşmeye başladı ki küçük çocuk kendi elini göremedi.
Bunu tek başıma yaptım.
Tom kendini küvetinde boğmaya çalıştı.
Savaştan sonra, ABD ordusu tarafından kendi roket programlarına yardımcı olması için işe alınmıştı.
Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
Bunu kendi özgür irademle yaptım.
Kendi destanı, bir İsveç kralının oğlu olduğunu ve bir ejderhayı öldürdüğünü söylüyor ...
26'sının tamamı , Fransız Ordusu'nun eski baş tarihçisi Yarbay Rémy Porte'un uzman rehberliğinde,
Kendinizi yaşamınızın mevcut durumuna adapte etmeyi öğrenmezseniz yaşıyor sayılmazsınız.
Hak olan için dövüşmen, kendi hayatını bile tehlikeye atman gereken zamanlar var.
O ölüyorken kendi kanıyla katilin adını yazmaya çalıştı.
Birinin cesaretini test etmek için yakın muharebe gibisi yoktur.
Tom ve Mary balayıları için İtalya yakınında vapurla seyahate çıktılar fakat gemi battı ve Tom kamarasında boğuldu.