Examples of using "прожить" in a sentence and their turkish translations:
Sen susuz yaşayamazsın.
100 yıla kadar da yaşayabilir.
Hayat dikensiz gül bahçesi değildir.
Maaşınla yaşamını sürdürebiliyor musun?
Kaç yıl daha burada yaşamayı düşünüyorsun?
Hiç kimse yiyecek olmadan yaşayamaz.
Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.
Bir insan su olmadan ne kadar süre yaşayabilir?
- Tom bir yıldan daha fazla bir süre Boston'da yaşamaya niyetli.
- Tom'un bir yıldan daha fazla bir süre Boston'da yaşamaya niyeti var.
O bir gün bile sigara olmadan yapamaz.
Bir gün bile şarapsız yapamaz.
Susuz yaşamak imkansızdır.
Hiç kimse iki yüz yaşına kadar yaşayamaz.
Biri su olmadan yaşayamaz.
Tom, hayatının geri kalanını Mary ile geçirmek istedi.
Burası hayatımın geri kalanında yaşamak istediğim yer.
Susuz yaşayamazsın.
Ayda 150,000 yenle yaşayamayız.
Hayatımın geriye kalan kısmını birlikte geçirmek istediğim herhangi biriyle henüz tanışmadım.
Tom yüksek sağlık giderleri olduğu için maaşıyla geçinemiyor.
Bütün hayatımı burada geçirmek istemiyorum.
Bütün hayatımı orada geçirmek istemedim.
Tom bana işini kaybetse bile tasarrufları ile bir süre yaşayabileceğini söyledi.
Tom hayatının geri kalanını Amerika'da geçirmek istedi.
O bir gece kulübü müzisyeni olarak iyi bir geçim sağlayamadığı için tüm günlük bir işe girmek zorunda kaldı.
Büyümem gerektiği söylenilmeden sadece bir gün geçirmek istiyorum.
Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
Erkek kardeşime benzediğim söylenmeden sadece bir gün yaşamak istiyorum.
Bir tek gün için bile bu sözlük olmadan yapamam.