Examples of using "продолжительность" in a sentence and their turkish translations:
Bir kelebeğin ortalama yaşam süresi ne kadar?
Bir futbol maçının süresi 90 dakikadır.
Tedavinin ne kadar süreceği hastaya bağlı.
Japonya'da ortalama yaşam süresi nedir?
Kelebeklerin ömrü üç gündür.
beklenen yaşam süresi gittikçe düşüyor, artmıyor.
Ortalama seyahat süresi ise on beş buçuk saat.
İlkbahar geldiğinde günler daha da uzayacak.
Son çalışmaya göre, Japonların ortalama hayat süresi hâlâ artıyor.
Yetmiş ya da seksen yıl bir insanın normal yaşam süresidir.
Bir kelebeğin ömrü kısadır.
Peki Dünya'nın gün uzunluğunu başka bir şey belirleseydi ne olurdu?
yarasanın ömrünün 25 ile 40 yıl arasında olduğunu biliyoruz
Eğer köpeğini uygun şekilde beslersen, onun ömrünü uzatabilirsin.