Examples of using "привёз" in a sentence and their turkish translations:
O, Japonya'dan bir araba getirdi.
- Tom bunu Boston'dan getirmiş.
- Tom Boston'dan getirdi bunu.
Bu arabayı Almanya'dan mı getirdin?
O, arabasında beni geri getirdi.
Kahveyi Avrupa'ya getirene her zaman şükret.
Tom beni eve getirdi.
Tom bizim için hediyeler getirdi.
Oğlumu yanımda getirdim.
Neden beni buraya getirdin?
Tom hepimize hediyeler getirdi.