Examples of using "поскольку" in a sentence and their turkish translations:
Hesap çevrimiçi olduğu için
Dünyanın sonu da yakında geleceği için --
çünkü erkeklik keşfi üzerindeyim
Çünkü gidişat bunu gösteriyor
- Hasta olduğu üzere, Tom Bey evde kalacak.
- Tom hastalanmış olması durumundan ötürü evde kalacak.
Geç olduğundan eve geri döndüm.
Üçüncü dünya yoksulluğundan konforlu bir orta sınıfın varlığına
çünkü UV ışınlarının güvenli olmadığını herkes biliyor.
Otobüs geç kaldığı için, bir taksiye bindim.
Sen yasal yaş sınırının altında olduğun için buraya giremezsin.
Hava soğuk olduğu için bir ateş yaktık.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
Pazar olduğu için dükkan kapalıydı.
- Oldukça yorgun olmasından ötürü doğru yatağa yollandı.
- Yorgun olduğu için yatağa geçti.
Yağmur yağdığı için pikniğe gitmedik.
çünkü kötümserlikte ayrım gözetmeyen tehlikeler var.
çünkü iyi bir erkek olmak istemiyorum.
Önemli olduğu için, ona katılacağım.
Taksi olmamasından ötürü yürüyerek geri döndük.
Yirmi beş yaşında olduğu için evlendi.
Türk lirası davülasyon yaşadığından bir yılın sonunda Renault...
Geç saatlere kadar yatmadığım için çok uykum var.
İşsiz olduğum için hiçbir şey tasarruf edemiyorum.
Bir cevap almadığım için, ona tekrar yazdım.
Mesafe çok fazla olduğu için biz görüntünün çok çok önceki halini görüyoruz aslında
Üşüttüğüm için, hiçbir şeyin tadını alamıyorum.
Taksi olmadığı için eve yürümek zorunda kaldım.
- Evvela Tokyo'da yaşamış olduğum için şehri iyi biliyorum.
- Bir zamanlar Tokyo'da kaldığım için şehri iyi tanıyorum.
Ayda hiç hava olmadığı için, hiç ses de yok.
Ben çocuğun annesi olduğum için o benimle yaşamalı.
Elleri dolu olduğu için, Tom kapıyı diziyle iterek açtı.
Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.
O zaman buradan şunu çıkarabiliriz mesafe arttıkça zaman bükülür
O, saat sekizde başladığı için, şimdiye kadar orada olmalı.
Bugün çok hasta hissettiğim için yemek yemedim.
Bu kitap Fransızca yazıldığından okunması zordur.
Bir işim olmadığı için, para biriktiremiyorum.
Basit İngilizceyle yazıldığı için bu kitabı okumak kolay.
Bu yolda hiç otobüs olmadığı için yürümek zorunda kalacağız.
Bu bir şiir olduğu için birebir çeviri yapmanıza gerek yok.
herkes karşısında görüntüde olduğu içinde öğretmen aynı zamanda öğrencilerini de kontrol edebiliyor
ama tekrardan yatırım yapabildikleri için onların kârı
Köprü gözlüğe benzediği için, ona Meganebashi diyorlar.
Onların kendi çocukları olmadığı için küçük bir kızı evlat edinmeye karar verdiler.
Hiç kimse doğum günümü hatırlamadığı için üzgündüm.
Sabah kahvaltısı için bir şey yemediğimden dolayı şimdi çok açım.
Ne yapacağımı bilmediğim için ondan tavsiye istedim.
Kadın bir burun spreyi kullanıyordu, çünkü şiddetli bir soğuk algınlığı vardı.
Sofrada yer kalmadığı için ayakta yemek zorunda kaldım.
Genelleme içeren bir söz olduğu için o etiketi koymayı uygun gördüm.
Bu metal aradığımız enkaz olmadığına göre, yeni bir plan geliştirmeliyiz.
çünkü bizi iki farklı şey olarak görmüyorum.
Rusça konuşmadığım için bu cümleyi yorumlayamam.
O çok bariz olduğu için onu nasıl kanıtlayacağımı bilmiyorum.
Boston'da yaşadığımdan beri, o şehri çok iyi tanıyorum.
Şimdi, sizi tarımın oldukça ilgi çekici olduğuna ikna ettiğime göre
çaresizce ihtiyaç duyulan takviye ve cephane kaldırıldı.
Otobüs geç kaldığı için taksiye bindim.
Bir İngilizce öğretmeniyle evli olduğu için İngilizceyi ücretsiz olarak öğrenebilir.
Taksi olmadığı için eve yürümek zorunda kaldım.
O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
Ama biz yapmadığımız için o 5 litre yağ 400 lira da olur maalesef
Davet edilmediğim için evde kalacağım.
Tom araba sürmek istedi fakat o sarhoş olduğu için, Mary ona izin vermedi.
Sigarayı bırakmak dünyadaki en kolay şeydir. Binlerce defa bıraktığım için biliyorum.
Lem'in Ay'a iniş için yalnızca ekipman ve yakıta ihtiyacı olduğundan, küçük
Hem resmi hem de gayri resmi durumlarda giyilebildiği için okul üniforması uygundur.
- Bugün okulumuz olmadığı için evde kalıp bütün gün televizyon izledim.
- Bugün okulumuz olmadığından evde kalıp tüm gün TV izledim.
O zengin olduğu için, oraya gidebilir.
Kış olduğu sürece o dışarı çıkmadı.
Yüzmeyi çok iyi bilmediğim için, boyumu aşan suda yüzmekten sakınırım.
1453 yılınca cami olmadığından ve aynı zamanda da güç gösterisi için camiye çevrilen Ayasofya
Ama havalimanına geldiğimize göre göreve baştan başlayabiliriz. Tekrar gökyüzüne çıkmak isterseniz "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.
Aç olmadığım için sadece kahve ısmarladım.
Macarca bilmediğim için size yardım edemiyorum.
Tek ortak dilleri olduğu için birbirleriyle İngilizce konuşan Japon ve Çinli arkadaşlarım var.
O gün iyi hissetmediğim için evde kaldım.