Examples of using "пойдёт" in a sentence and their turkish translations:
Tom senin yerine gidecek.
O, süpermarkete gidecek mi?
O yürüyecek.
O, gitmeyecek.
Tom eve gidecek.
Yakında yağmur yağacak.
Yakında kar yağacak mı?
Tom yürüyecek.
Tom başarılı olacak.
- Tom ilk önce gidecek.
- Önce Tom gidecek.
Bu tamam değil.
Yağmur yağmak üzere.
Kar yağacağını düşünüyor musun?
Ne zaman eve gidecek?
Tom gidecek.
O, partiye geliyor olacak.
Hanginiz gidecek?
Kim bizimle birlikte gelecek?
Kim pide almaya gidecek?
Tom tek başına gitmeyecek.
Tom yakında eve gidiyor olacak.
Tom'un eve gittiğini umuyorum.
O, dişçiye gidecek.
O, benim yerime toplantıya katılacak.
Sence kar yağacak mı?
- Yağmur yağacağını mı düşünüyorsun?
- Sence yağmur yağar mı?
Belki yarın yağmur yağacak.
Çalışma size iyi gelecek.
Yağmur yağarsa, oyun iptal edilir.
Tom muhtemelen gitmeyecek bile.
Bu gece kar yağabilir.
Tom benimle oraya gidecek.
Tom markete gitmez.
Tom benimle gitmeyecek.
Büyük olasılıkla bugün yağmur yağacak.
Kara bulutlar oluk gibi akıyor. Yağmur yağacak.
Eğer yağmur yağarsa kalacağım.
ve topluma faydalı da olamazdım.
Ya yağmur yağarsa ne yaparız.
Tom seninle gitmeyecek.
Yağmur yağmak üzere.
Tom bugün nereye gideceğini düşünüyorsun?
Yağmur yağarsa ne yapacaksın?
bir daha asla işe gitmeyecek.
Yarın kar yağacak.
Yakında yağmur yağacak.
Bir hava değişikliği size çok iyi gelecektir.
Tom'un gidip gitmeyeceğinden emin değilim.
Tom doğruca eve gideceğine söz verdi.
Tom gidecek.
Tabii ki Tom gidecek.
O işe yaramaz.
Tom giderse ben de gideceğim.
Tom bizimle gideceğini söylüyor.
Tom gitmeyecek.
O, gitmeyecek.
Tom nereye gidecek?
Tom'un yarın oraya gideceğini düşünüyorum.
Hanginiz benimle gelecek?
Tom yalnız gidecek.
Bu yapmayacak.
Kim gelmiyor?
Kim gidecek?
Tom da gidecek.
Hava raporuna göre, bu gece kar yağacak.
Tom yarın okula yürüyecek.
Tom oraya tek başına gideceğini söylüyor.
Tom, kiliseye gideceğini söyledi.
Tom yarın sabah işe yürüyerek gidecek.
Asıl soru, önce kimin gideceğidir.
Bir bardak su sana iyi gelecek.
Onun gideceğinden eminim.
Mary onunla gitmedikçe, Tom gitmez.
Gökyüzüne bakılırsa yakında yağmur yağacak.
Bir fincan süt iç, sana iyi gelir.
Bir şey ters giderse beni ara.
Tom seninle gidecek.
Tom sizinle gelecek mi?
- Yağmur olasılığına karşı şemsiyeni almayı unutma.
- Yağmur yağma ihtimaline karşı şemsiyeni almayı unutma.
Yağmur yağmazsa ben de dışarı çıkacağım.
Yarın yağmur yağarsa, evde kalır mısın?
Mary okula gidecek. Bunu biliyor musun?
- Eğer yarın yağmur yağacaksa, evde duracağız.
- Yarın yağmur yağacaksa, evde duracağız.
Tom'un gidip gitmediği umurumda değil.
Tom yüzmeye giderse ben de gideceğim.
Ya bir şey ters giderse?
Kar yağarsa umursamam.
Belki kar yağar.
Siz ikinizden hanginiz benimle geliyor?
Yarın muhtemelen parka gidecek.