Examples of using "нее" in a sentence and their turkish translations:
Bebeği var.
O bir ilişki yaşıyor mu?
Buradan geçiş yok.
Dişinin duyuşu çok kuvvetli.
Onun bir resmi var.
Onun komik bir yüzü var.
Onun güzel bir bebeği var.
Onun bir sürü köpeği var.
Onun her tarafı ağrıyordu.
O çok sayıda ziyaretçi alır.
Onun güçlü bir karakteri var.
- Onun süresiz bir sözleşmesi var.
- Onun süresi belirsiz bir kontratı var.
Onun saf bir kalbi var.
Onun hiç erkek kardeşi yok.
Onun büyük bir ailesi var.
O güzel bir popoya sahip.
Sen ona bağıramazsın.
Üstüne basmak istemiyorum.
ve manyetosferi vardı
bir an geldi.
Onun burada bir sürü arkadaşları var.
Ben onun başarısız olacağından korkuyorum.
O, onun için yeterince iyi değildir.
Onun açık bir bilinci vardı.
Ona tepeden bakıyor.
O, onu ürpertiyor.
Onun beyaz bir kedisi var.
Üstüne basmak istemiyorum.
Komşusu da dişiyi gözüne kestirmiş.
.
O yuvaya bir daha dönmedi.
Gözlüğünün üzerinden ona baktı.
Onun bir sürü İngilizce kitabı var.
Mutlu görünüyordu.
Ondan başka kimsem yok.
Onun için çok yaşlı değilsin.
O utanmaz.
Biz onun için bir veda partisi düzenledik.
Ama bu dişinin son bir numarası daha var.
"Yılan yıldızlarının yemeğini çalması her zaman sorun olacak."
Ama her seferinde elinden kaçtılar.
iyi bir iş çıkarıyor.
O eve giderken düz bir lastik aldı.
Onun yalnız yaşaması iyi değil.
Ben ilk görüşte ona âşık oldum.
Ayrıca onun güzel bir kedisi var.
Ona binmeden önce bunu öğrenmemiz daha iyi oldu.
Yol taşıdığı trafik miktarı için yetersizdir.
O senin sahip olduğun aynı çantaya sahiptir.
Onun iyi bir el yazısı var.
O aşırı para harcıyor.
Onun kaç tane telefonu var?
Onun uzun bacakları var.
Onun iyi bir hafızası var.
Onun güzel gözleri var.
Ona ulaşabilirsek görevimiz başarıya ulaşmış olur.
Şehirde çok sayıda evcil hayvan olduğundan seçeneği bol.
Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.
Onu avlayan bir sürü yırtıcı tür var.
Son zamanlarda ondan haber almadım.
Onun açık bir bilinci vardı.
Ben onun için yapmaya söz verdiğim şeyi yaptım.
Yarın onun doğum günü.
O, sahip olduğu bütün parayı ona verdi.
Bu şeylerin arasından geçmeye çalışırsanız sizi paramparça eder.
Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.
Ve eğer medeniyeti arıyorsanız bir nehir bulduğunuzda, takip edin.
Ve bu atkıyı kullanıp üzerine işeyeceğim.
Kanaması var. Kokusu suya yayılıyor.
O ve ben yaklaşık aynı sayıda pula sahibiz.
Onsuz gitmek zorunda kalacaksın.
Kaderini kabul etmekten başka seçeneği yoktu.
Mary arkadaş canlısı gözükmez ancak iyi kalplidir.
Sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyordu.
Ben onun için çok yaşlıyım.
Ben girer girmez, o, odayı terk etti.
O sevimli ve daha da önemlisi, sınıfı var.
Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.
Hastalığından kurtulması onun dört ayını aldı.
Hayır, bir havuç ondan sonra bir ünlem işareti gerektirecek kadar önemli değildir.
Fakat kulaklarındaki özel kemikler kumdaki en ufak titreşimleri algılar.
Kalkanıyla yaklaştı ve saldırırsa diye kalkanını havada tuttu.
Onun hiç parası yoktu, böylece o benimle gidemedi.
Onun iki arabası var.
Tom bunun için ödedi.
Onun yedi oğlu var.
Tom Mary'ye ondan ödünç aldığı bütün parayı geri ödeyeceğine söz verdi.
Tom, Mary onun dikkatini çeker çekmez sorunu araştırmaya başladı.
Sokulacak olursa ölebilir. Ama neyse ki arılar saldıramayacak kadar üşüyor.