Examples of using "лучшим" in a sentence and their turkish translations:
Sen en iyisiydin.
Tom en iyi olmak istiyordu.
Tom en iyi değildi.
Matarayı kullanmak çok daha iyi bir yol olurdu.
düşündüm ki ölüm en iyisi olur.
Her şeyde elinizden geleni yapın.
Sen en iyi arkadaşımdın.
En iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın.
O en iyi arkadaşımdı.
Tom, Mary'nin en iyi arkadaşıydı.
Tom benim en iyi arkadaşımdı.
Daha iyi bir sürücü olmak istiyorum.
Tom, Mary'nin en iyi arkadaşı oldu.
Tom, daha iyi bir koca olmak istedi.
şehirleri daha iyi yaşanacak yerlere dönüştürür.
En iyi teşvik nedir biliyor musunuz?
Şehirdeki en iyi doktor olması gerekiyor.
Tom'un en iyi arkadaşım olmasını düşünüyorum.
Araç kiralamak en iyi seçenekti.
Ben senin en iyi arkadaşın olabilirim.
Buradaki birçok kişi Tom'un en iyi arkadaşları olduğunu düşünüyorlar.
Onu en iyi işçileri olarak düşünüyorlar.
Engelli onu onların en iyi avukatı olarak düşündü
Tom kızımın en iyi arkadaşıydı.
Almanya'daki en iyi üniversite nedir?
Tom'la hemen kanka olmuştuk.
kendim için de daha iyi bir lider olabilmek adına öğrenmek istedim.
Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.
O benim lisedeki en iyi arkadaşımdı.
Ben küçük bir çocukken benim en iyi arkadaşım Tom'du.
Tom lisede Mary'nin en yakın arkadaşıydı.
Tom eskiden en iyi arkadaşımdı.
Sizce hangi meşale en iyi ışık kaynağı olur?
peki bu madenden çıkmak için hangi yolu kullanmalıyız?
ve on altı yıl boyunca en iyi arkadaşım olarak gördüğüm bir silah arkadaşımı kaybettim . "
Tom'un senin en iyi arkadaşın olduğunu biliyorum.
Tom'un en iyi arkadaşı olduğunu anlıyorum.
Tom o zaman en iyi arkadaşımdı.
Tom daha sabırlı olsaydı daha iyi bir öğretmen olurdu.
Sizce hangi meşale en iyi ışık kaynağı olur?
Bir sorunu çözmek için en basit yol çoğunlukla en iyi yoldur.
Ben en iyi olmak istiyorum.
- En iyi çözüm bu gibi görünüyordu.
- En güzel çözüm bu gibi duruyordu.
- Sen en iyisiydin.
- Sen en iyisi idin.
Ağaç kabuğu daha iyi bir seçim olurdu. Geri dönmemiz lazım, hadi.
Ben senin en iyi arkadaşın ya da en kötü düşmanın olabilirim.
En iyi arkadaşımla herhangi bir şey hakkında konuşabilirim.
Sen en iyi arkadaşımdın.
Her zaman en iyi arkadaşım olacaksın.
Oldukça zorlu görünüyor. En iyi seçim bu olmayabilir.
Hayatımın en iyi günü Mary ile tanıştığım gündü.
Tom benim en iyi arkadaşım olmasına rağmen, ondan nefret etmeye başlıyorum.
Dünyanın gerçekten nasıl göründüğünü görmenin en iyi yolu bir uzaydan bakmaktır.
Tom yapacak en iyi şeyin Boston'a gitmek olduğuna karar verdi.
Eski metot sonunda en iyi olduğunu kanıtladı.
O, en iyi arkadaşları Tom, Mary ve diğerlerine kanser olduğunu söyledi.
Tümen yaşam kalitesinin en yüksek olduğu şehirler arasında başı çekmektedir. Ayrıca Tümen'le birlikte Rusya'nın en gelişmiş şehirleri arasına Moskova, Kazan, Krasnodar, Sankt-Peterburg, Çelyabinsk, Ekaterinburg, Krasnoyarsk, Novosibirsk ve Orenburg dahil edilebilir.
Size kedim Leonidas'dan bahsetmek istiyorum. Ona kısaca Nidas diye seslenirdik. Dünyanın en mükemmel kedisiydi. Beni en çok seven oydu. Nidas ile yakından ilgilenince daha iyi hissederdim. Ne yazık ki bir yıl önce kaçtı.