Examples of using "зону" in a sentence and their turkish translations:
önce ilk bölgede olacaksınız,
ve üstte nispeten suyun sakin olduğu bölge.
O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
Ancak, eğer bu bölgeyi aşabilirseniz
dalma batma zonu sonucunda bir deprem meydana gelirse
Ancak, eğer bu bölgeyi geçebilirseniz ve ikinci bölgeye gelebilirseniz,
bu hayal kırıklığı ve korku alanını itip ilerlemek,
Karantina bölgesi bile yapmadan nasıl bir önlemdi acaba?
Araba kullanırken, kör noktaya dikkat etmeniz gerekir.