Examples of using "относительно" in a sentence and their turkish translations:
Her şey görecelidir.
Zenginlik görecelidir.
Zaman görecelidir.
Nispeten erken.
Einsteine göre her şey göreceli.
Hayatta her şey görecelidir.
Bilgisayar nispeten yeni bir buluş.
Tom nispeten mutlu görünüyor.
Nispeten güvenli bir semtte yaşıyorum.
Bölge maden kaynakları açısından oldukça zengindir.
Dünya ekvatora simetrik değildir.
Mağaza nispeten boştu.
Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
Yaşamın kaynağı üzerine birçok teori vardır.
İngiliz İmparatorluğu'nun dağılması nispeten barışçıldı.
- Kendimi nispeten şanslı görüyorum.
- Kendimi görece şanslı kabul ediyorum.
- O kadının iyisinden anlamaz.
- Onun kadınlar konusunda zevki pek kötüdür.
Nispeten güvenli bir semtte yaşıyorum.
ve üstte nispeten suyun sakin olduğu bölge.
küresel dünya ile ulusal kimlik
Süt nispeten düşük ısıda tutulmalıdır.
Ne olacağı konusunda çok fazla tahmin vardı.
Bu konuda içim daha rahat zaten.
Evim kütüphanenin kuzeyinde.
Japonca bilgim oldukça zayıftır.
Bulaşık makinesi ötekilere kıyaslanacak olursa nispeten yeni bir beyaz eşya türüdür.
Bulaşık makinesi ötekilere kıyaslanacak olursa nispeten yeni bir beyaz eşya türüdür.
Toprakla ne yapılacağı hakkında bir tartışma çıktı.
Bunu yapmak nispeten kolay.
Size progeria ile ilgili biraz daha bilgi vermek istiyorum.
Onun planının başarısı hakkında şüphelerim var.
hayattan beklentilerimi değiştirmem için.
fakat hepsi 45 derece hareket yönüne bakıyor.
Bayan Teresa'nın ifadesi kocasının ölümüyle ilgili çok şey açıkladı.
Matematiğin ne olduğu ile ilgili yanılgıların olması ismimi nasıl heceleyeceğinizi bilmediğinizden bile daha sıradandır.
Hayatın kökeniyle ilgili birçok teori var.
Tom yedikleri hakkında çok müşkülpesenttir.
Onun hakkında hatalıydım.
Türkiye'yle ilgili kafanda hangi sorular var?
Onun samimiyetinden şüphem yok.
Bunu kimin yaptığına dair bir fikrin var mı?
Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.
Tom sana gelecek hafta için planlarından bahsetti mi?
Onun hakkında bir şey yapamam.
Ekonomimizin büyüdüğü bir anda bizim işletmelerimiz 1990'lardan beri en hızlı tempoda işler yaratıyorlar ve ücretler tekrar yükselmeye başlıyor, bizim olmak istediğimiz ülke türü hakkında bazı seçimler yapmak zorundayız.