Examples of using "Однако" in a sentence and their turkish translations:
Ancak, yanılmaktasın.
Yine de sağol.
Ancak şu ihtimali düşünelim ki
ama bulduğum gerçek dünya
Çok da zaman geçmeden
O, yine de pahalı.
Yine de biraz soğuk.
Ancak, istisnalar oluyor.
Ancak o akut dönem içinde,
Ama bence batırdılar.
Belki de pek çok gezegenin kaderinde
Lakin, sinekkapan kapanmadı.
Birkaç hafta sonra,
Ancak her şey boşunaydı.
Ancak, o olmadı.
Ancak bir problem var.
Ancak, miktar doğru değildi.
Ancak bu oldukça pahalı.
Tek fark şu ki, nöronlarda
Ancak bu davranışın iyi mi kötü mü olduğu sorusunun
Ancak yirmili yaşlarımın ortasında,
Fakat sporlar çok oyunculu olmak üzere
Ayrıca büyük bir aciliyet var.
Açıkçası yolun başındayız,
Yine de başka durumlar oluyor.
Ancak her şey farklı şekilde sonuçlandı.
Babam yine de yürüyor.
LB: Yine de Arifeen'in hikayeleri vardı.
Yine de fark etmeden edemediğim şey
Ama eğer spor maçları izlemiyorsanız,
Ancak bir de bariz cevap var:
Ancak alacakaranlık bölgesi neredeyse araştırılmıyor.
Ama ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya.
Onu tabii ki özlüyorum. Ama...
Ama evren sonsuzdur.
Ancak Covid-19 bunu tersine çeviriyor.
Ancak, herkes bu fikir için mutlu değil.
Ancak, onun sözlerine hiç inanılmadı.
Ancak baş oyuncu kendi hatalarının farkında.
Ancak simülatör aracılığıyla daha çok riske tabi tutulduklarında
Yine de bu yola çıktıktan bir sene sonra
Bu kez karşılaştığımız zorluk ise günümüze mahsus.
Oysaki Ay'ın tek ışık kaynağı Güneş'ti
Ancak bunu tek başıma yapamazdım.
Ama en önemlisi, nezaket.
Ama bu sıradaki insanlar bunları almak için gelmişti:
Ancak Covid-19 çok yeni.
Vladimir Putin vurguladı, "ancak bugün başka bir durumdur."
- Sevgi sahte olabilir, ama nefret gerçektir.
- Aşk yalan olabilir, ama nefret gerçektir.
Ancak, eğer bu bölgeyi aşabilirseniz
Bir an için durup nerede olduğumuza bir bakalım.
Ancak, Napolyon, Davout'un Mısır'daki performansıyla kazanılmıştı;
Ama o noktada bir sürü hata yapıyordum.
- Kurallı olan her ifade anlaşılır olmayabilir.
- Bazı ifadeler gramer yönünden doğru olmalarına rağmen anlamsal olarak anlaşılmaz olabilirler.
- Tom Frankfurt'a gitti ancak bizi aramadı.
- Tom Frankfurt'a geçti, lâkin bize telefon açmadı.
Mümkün olan her şeyi yaptık, ancak hiçbir şey yardımcı olmadı.
Ancak, İngilizce konuşmada iyi değilim.
Tom zor olmasına rağmen Rusça'yı öğrenmek istiyor.
Sorun şu ki, bunun olası olmadığını bulmuştuk.
fakat geçici olarak kısa süreliğine mega şehir olan bir şehir.
Ancak, çoğumuz bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Fakat yüz maskelerinin doğru takılması da bunda bir rol oynayabilir.
Ancak, Google haritaları gibi birçok web eşleme aracı hala merkatör kullanıyor.
Bütün hayvanlar eşittir ancak bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.
Bu piyanoyu çalabilirsiniz ama gece değil.
Ancak, eğer bu bölgeyi geçebilirseniz ve ikinci bölgeye gelebilirseniz,
Biz sadece dünyada daha önce görülmüş yerleri paylaşmıyoruz
Ancak cenazeden bir hafta sonra bu resme baktı
Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,
O başarılı olmak için emin olduğunu söyledi; O, ancak başarısız oldu.
Buna rağmen,tarihte tüm insanların başarılı bir şekilde yok edildiğine dair örnekler var.
Ancak gerçek dünyanın her yerinde pek çok farklı şekilde etrafımızı sarmış,
Bir ağacı büyütmek yıllar alır, ve ama onu kesmek saniyeler sürer.
Ayrılık küçük bir ölüm, ölümse büyük bir ayrılıktır.
- Hava durumuna göre dün bir fırtına olabilirdi. Ama olmadı.
- Dünkü hava durumuna göre fırtına olacaktı. Ama olmadı.
- Dünkü hava durumuna göre fırtına çıkacaktı. Ama çıkmadı.
Bütün köpekler hayvandır. Yine de bu bütün hayvanların köpek olduğu anlamına gelmez.
Lâkin, renk katalogda göründüğünden farklıydı.
O, gerçekten en çekici genç bir bayan.
Ancak sigara ve akciğer kanseri de aynı ilişkilendirmeye konu,
Tom'un sürekli tartışması onun sınıf arkadaşlarından bazılarını kızdırmaktadır. Fakat, sınıfın çoğu onu görmezden gelmeyi henüz öğrendi.
Yarına kadar yapılması gereken yapılamayan bir sürü şey var.
Ancak Covid-19 pozitif çıkanların %20 ila %30'unun hastaneye yatması gerekir.
Bir köpeğe bakıyordum. Ancak yine baktığımda bir kediye dönüşmüştü.
Ölüm yaşamın zıddı değildir: biz ölümümüzü ölerek geçirmezken hayatımızı yaşayarak geçiririz.
ama 1.Champagne çatışması 90bin kayba oranla çok minik toprak kazanırlar
Tom John'un beladan başka bir şey olmadığı konusunda Mary'yi uyardı, o onun uyarısını görmezden geldi.
Tom Mary'den hoşlanmıyor. Ama onun ondan hoşlanıp hoşlanmadığı özellikle onun umurunda değil.
Tom altın paralarını koyduğu yerin mükemmel saklama yeri olduğunu düşünüyordu. Fakat, yanılıyordu.
Sevgi sahte olabilir, ama nefret gerçektir.
Onunla tokalaşmak istedim, ama sonra bir adam öldürdüğümü hatırladım.
Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."
Bu kız her zaman gülümsüyor, ama o mutlu değildir.
O bir şey görmediğini söylüyor. Fakat onun söylediğinin doğru olduğuna inanmıyorum.
Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.
Tom'un ve sadece Tom'un onu yapabileceğini düşünüyorum. Fakat bazı insanlar onu Mary'nin de yapabileceğini düşünüyorlar.
Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
Bununla birlikte, ruhların size boyun eğmesine sevinmeyin, adlarınızın gökte yazılmış olmasına sevinin.
Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.