Examples of using "глазом" in a sentence and their turkish translations:
Gözüne ne oldu?
- Bu yıldızı çıplak gözle görebilmek mümkün değil.
- Bu yıldız çıplak gözle görülemez.
Bunu çıplak gözle görebilirsiniz.
Bizim gözlerimiz görmekte zorluk çeker.
Senin kara bir gözün var.
- Tom aldırış etmedi bile.
- Tom istifini bile bozmadı.
Bir göz uyur, diğeri görür.
Atomlar çıplak gözle görülemezler.
O kılını bile kıpırdatmadı.
Sağ gözüme bir şey oldu.
Bakteriler çıplak gözle görülmezler.
Tom'un gözünü morartan benim.
Bunu çıplak gözle görebilirsiniz.
Tom'un gözünü kim morarttı?
Tom sol gözüyle bir şey göremiyor.
Tom'a o siyah gözü veren kişi benim.
- Gözün morarmış.
- Gözün morarmış. Makyaj mı yaptın?
Yunuslar gerçekten bir gözü açık mı uyurlar?
Mary'nin bir gözünü patlatan kişi Tom'dur.
Tom'un bir gözü morarmış.
bu gözle o filmleri bir kere daha izleyin şimdi
Yıldız o kadar parlak ki o, çıplak gözle görülebilir.
- Siyah bir gözüm var.
- Siyah gözlerim var.
- Gözüm morardı.
- O aldırış etmedi.
- Hiç istifini bozmadı.
- Hiç aldırış etmedi.
Gökyüzündeki garip cisim çıplak gözle görülebilirdi.
uçağa binenler şöyle göz ucuyla pencereden dışarıya bir baksın
Tom'un sol gözüyle çok iyi göremediği doğru mu?
Tom bir gözümü patlattı.
Hırsız bana vurdu ve gözümü morarttı ve daha sonra kaçtı.
Tom'un morarmış bir gözü vardı.
Atomlar çıplak gözle görülemez.
Bir bakmışsınız, gazetelerde olacaksınız.
- Onun sağ gözü kördür.
- Sağ gözü kördür.
Senin şimdiye kadar gördüğün en hızlı okuyucuyum! Bu kitabı hızla okumuş olacağım!
M31 de denilen Andromeda Galaxy karanlık, aysız gecelerde görülmek için yeterince parlaktır.