Examples of using "Произношение" in a sentence and their turkish translations:
Telaffuzun mükemmel.
Esperantoyu telaffuz etmek kolaydır.
Onun aksanı mükemmeldir.
Bu bölgesel bir telaffuz.
Bu telaffuz standart değil.
Öğretmenin telaffuzu neredeyse mükemmel.
Fransızca telaffuz zor mu?
Lütfen telaffuzumu düzeltin.
Telaffuzum kötü, özür dilerim.
Onun iyi bir aksanı var.
Esperanto telaffuzu kolaydır.
Onun telaffuzu mükemmel olmaktan uzak.
Affedersiniz, telaffuzum iyi değil!
Tom'un telaffuzu çok iyidir.
Telafuzu katlettiğim için beni affet.
Utanma. Telaffuzun az çok doğru.
İngilizce telaffuzumu iyileştirmek isterdim.
Bu kurs doğru telaffuz öğrenmenize yardımcı olacaktır.
İngilizce aksanın neden bu kadar iyi?
Çince sözcükleri telaffuz ediyorum.
Tom Mary'nin Fransızca telaffuzunun çok iyi olduğunu düşünmüyor.
Bir yerli konuşucu gibi görünmek istiyorsan, mümkün olduğunda yerli konuşucuları dinle.
Bu kelimenin Arapçada nasıl söylendiğini öğrenmek istiyorum.
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.