Examples of using "Джейн" in a sentence and their turkish translations:
Jane annesinden daha uzun oldu.
Jane, uzun bir süre sessiz kaldı.
- Jane'in başı ciddi belada.
- Jane'in ciddi bir sorunu var.
Peter Jane'i seviyor.
İlk gelen Jane'di.
Jane ile birlikte olmak zevkli.
Peter, Jane'i sevdi.
Jane kızgın idi.
Jane mutlu görünüyor.
Jane başkanın sekreteri.
Jane şarkı söyleyecek mi?
Jane kızgındı.
- Jane, Avustralyalı.
- Jane, Avustralya'dan geliyor.
- Bu Jane'nin çantasıdır.
- Bu, Jane'in çantası.
Jane muhtemelen gelecektir.
Mary Jane'den daha iyi bir yüzücü.
Jane benim kadar yaşlı.
Jane bir külah dondurma istedi.
Geyik Jane'in üç katı kadar ağırdır.
Jane, bugün okulda yok.
- Jean ve Kate ikizler.
- Jean and Kate ikizler.
Belki Jane gelecektir.
Mary ve Jane bağırıyor.
Jane ile arkadaş oldum.
Jane mutlu değildi.
Jane çok güzel bir kızdır.
Jane mektubu kendisi yazdı.
Jane yüzemez.
Jane, geri dönmemek üzere Japonya'yı terk etti mi?
Jane Yumi'den daha iyi yüzer.
Jane partiden hoşlanıyor gibi görünüyor.
Jane'in resimlerine bakıyorum.
Jane erken evlendi.
Ona Jane adını verdiler.
- Geçenlerde Jane ile karşılaştım.
- Birkaç gün önce Jane ile karşılaştım.
Jane sıkıntılıydı.
Jane çok solgun görünüyor.
Jane büyük ihtimalle gelecek.
Sen ve Jane ne kadar süredir evlisiniz?
Jane yarın sabah ne yapacak?
Jane köpekleri kedilerden daha çok sever.
Jane yine de onu almadı.
- Mary ve Jane kuzendir.
- Mary ve Jane kuzenlerdir.
- Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.
- Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı.
Jane bizim kararımıza itiraz etti.
Jane,Mary'yi beklemeliydi.
Tom gelmedi, Jane de.
Pişirilmiş salyangozları görünce, Jane sarardı.
- Jane de tenis oynar.
- Jane de tenis oynuyor.
Jane biriyle konuşuyor.
Jane aynada kendini inceledi.
Jane daha önce Kar Ülkesi'ni okudu.
Jane çok güzel ve nazik.
Jane doğal bir ölümle ölmedi.
Jane böyle bir şey söylemiş olamaz.
John Jane ile evliydi.
Jane, bir erkek gibi giymişti.
Jane'i akşam yemeğine davet ettim.
- Onlar bebeğe Jane adını verdiler.
- Onlar bebeklerine Jane adını verdiler.
Metin ve anlatım: Jane Goodall
Mary şirin. Jane de.
Telefonda isteniyorsun, Mike. O Jane.
Jane erken yatar erken kalkar.
Tom gelmedi ve Jane de.
İşte Jane geliyor. Onu tanıyor musun?
O, Jane'den iki yaş büyük.
Jane okuduğu kitaplardan sık sık bahseder.
Jane'i partide memnun buldum.
O, Jane'den iki yıl daha yaşlı.
Biz Jane'in nehir boyunca yüzdüğünü gördük.
Jane ağaca sırtını dayamış bekliyordu.
Jane bazı Japonca şarkılar söyleyebilir.
Jane eve gitme zamanı olduğunu söyledi.
Jane, Mary kadar uzun değil.
Jane'nin hayali kendine yaşlı ve zengin bir sevgili bulmaktı.
Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
Tom ve Jane geçen ay evlendiler.
- Saçlarım Jane'inkinden daha uzun.
- Saçım Jane'inkinden daha uzun.
Jane'i sesinden derhal tanıdım.
Jane Goodall şempanzeler konusunda bir primatolog ve bir uzmandır.
Jane on bir yaşından beri filmlerde oyunculuk yapıyor.
Jane bana yemek pişirmek isteyip istemediğimi sordu.
Jane'in gelecek sefer ne zaman geleceğini merak ediyorum.
Jane annesinden daha az güzel değildir.
Dün gece Jane ile bir randevum vardı.
Bay Smith Jane'e kendisi ile evlenmesini rica etti.
Tom gelmedi ve Jane de gelmedi.
Jane cevap veremediği soruları atladı.
Jane tenis oynamadı, değil mi?
Jane biraz para çekmek için bankaya gitti.