Examples of using "неприятности" in a sentence and their turkish translations:
Başın dertte mi?
Şimdi başım belada.
Tom'un başının belada olduğunu düşünüyor musun?
Sen sorun arıyorsun.
Başım kötü belada.
Başın derde girecek.
Ve şimdi başım belada.
Onun başı belada.
Onların başı belada.
Onun başı dertte.
Sorunumuz var.
Başın dertte.
Ne tür bir belanın içindesin?
Sıkıntı yaşadığını duyduk.
Genç yavrular başlarına bela almış.
Ama henüz yolun çok başında.
Şimdi onun başı belada.
Beladan uzak dur.
Tom birçok zorluk içinde.
Başı büyük dertte.
Başım büyük belada.
Bu kızların başı belada.
Tom'un başı dertteydi.
Yine Tom'un başı dertte mi?
- Ciddi bir sorunun var.
- Başın ciddi belada.
Şimdi Tom'un başı dertte.
Biraz sıkıntı içindeyim.
Sorun olacak.
Tom'un başı yine dertte.
Başımız ciddi şekilde dertte.
Birinin başı belada.
- Tom sıkıntı çekiyor gibi görünüyor.
- Tom sorun yaşıyor gibi görünüyor.
Sami'nin başı dertte idi.
Başının belada olduğunu biliyorum.
Ama büyük bir sorunu var.
O, burada karışıklık çıkarmaya çalışıyor.
Tom'un başının dertte olduğunu düşündüm.
Başın belada değil mi?
Tom'un başı tekrar belada gibi görünüyor.
Bak, ben herhangi bir sorun istemiyorum.
Şimdi başın büyük belada.
Çoğunlukla başım belada.
Tom ne tür bir belada?
Tom'un sıkıntıları sadece başlıyor.
Sanırım başım büyük dertte.
Ülkemizin ciddi bir sorunu var.
Tom'un herhangi bir sorunu var mı?
O, onun başını belaya soktu.
Tom ve benim başım belada.
Onun başının belada olduğunu düşünüyor musun?
Tom senin başını belaya soktu, değil mi?
Sıkıntıdalar. Onlara yardım edebilir misin?
Tom başı dertte. Ona yardım edebilir misin?
Tom'un başı dertte.
Belaya bulaşmak istemiyorum.
O, başına bela gelmesini istemedi.
O, başına bela gelmesini istemiyor.
Başın yine belada, değil mi?
O, başına bela gelmesini istemiyor.
Tom başını belaya sokmak istemiyor.
Ben sorun olacağını umuyordum.
- Bela çıkacağını seziyorum.
- Bir sorun olacağını umuyorum.
Sorun kokusu alıyorum.
Biraz sorunum vardı.
Sorununuz varsa, ben size yardımcı olurum.
Tom'un başı düşündüğümden daha çok dertte.
Sen büyük bir belanın içindesin.
burada mahsur kalırsanız, başınız büyük belada demektir.
O sıkıntıyla karşılassa bile gülümsemeyi sürdürür.
Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.
Tom'a sorun yaşadığımı söyledin mi?
Tom yine başını belaya sokmak istemiyor.
Tom Mary'ye başını derde sokmayacağına söz verdi.
Başımız dertte.
Tom başı dertte olduğunu kendi bile bilmiyor.
Tom'un başına bela gelmesini istemedim.
Başını derde sokmasını istemiyorum.
Tom, sorun nedir? Başın belada mı?
Başın belaya girecek.
Onun başını belaya sokmasını istemiyorum.
Dün gece polisle sorun yaşadım.
- Onun büyük bir sorunu var.
- Onun başı belada.
Büyük bir problemim var.
Onların kendi sorunları var.
- Jane'in başı ciddi belada.
- Jane'in ciddi bir sorunu var.
O, benimle uğraşıyor.
Tekrar başım belada.
Tom, Mary'nin başına belaya sokmasını istemedi.