Examples of using "Puder" in a sentence and their turkish translations:
Gel gelebilirsen.
Onu yapabilirsem yaparım.
Elimden geleni yapacağım.
Beni yakala yakalayabilirsen.
Yapabiliyorsan dışarı çık.
- Elinden geleni yap.
- Elinden geleni yap!
Okuyabildiğin kadar çok sayıda kitap oku.
Gelebilirsem yarın geleceğim.
Sana edebildiğim kadar yardım edeceğim.
Ben elimden gelen her şeyi yapacağım.
Yapabiliyorsan bana yardım etmelisin.
Elimden geldiğince kısa sürede orada olacağım.
Elimden geldiğince kısa sürede orada olacağım.
Senin için yapabileceğim her şeyi yapacağım.
Gelebildiğin kadar kısa zamanda gel.
Seni fırsat bulur bulmaz arayacağım.
Yapabildiğin kadar yükseğe sıçra.
Elimden geldiğince onu tamir edeceğim.
Yapabiliyorsan buradan kaçmalısın.
Onlar için elinden geleni yap.
Elimden geldiğince kısa sürede tekrar arayacağım.
Elimden geldiği kadar kısa sürede onu teslim edeceğim.
Eliimden geldiğince kısa sürede size geri ödeyeceğim.
Mümkünse deniz minarelerini haşlayın.
Koşabildiğin kadar hızlı koş.
Elimden geldiğince sana destek olacağım.
Ters gitme ihtimali olan her şey ters gidecektir.
Bir iş ters gidecekse gider.
Elinden geldiği sürece yaşamak istiyor.
Lütfen bana elinden geldiğince kısa süre içinde yaz.
Cevap vermek için elinizden gelen her şeyi yapın.
Tom sana yardım etmek için elinden geleni yapacak.
İşi tamamlamak için elinizden geleni yapın.
O mümkün olduğu kadar sıkı çalışmaya çalışıyor.
Senin için elimden geleni yapacağım.
İstediğin kadar yiyip iç.
Elimden geldiğince kısa sürede Boston'dan ayrılmayı düşünüyorum.
- Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım.
- Sana, elimden gelen en hızlı şekilde yazacağım.
Tom'a yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.
Elimden geldiğince kısa sürede bir iş bulmayı düşünüyorum.
Tom'a elimden geldiğince kısa sürede orada olacağımı söyle.
ve hayatta kalmaya çalışan biri olarak, ellerimi kullanamazsam
Elimden gelse, uçakla gitmek istemiyorum.
Eğer bedavaysa, alabildiğiniz kadar alın.
Elimden gelirse Tom'a yardım etmek istiyorum.
Eğer gelemiyorsan senin yerine birini gönder.
Ben elimden geleni yapacağım.
O mümkün olduğunca çok para biriktirmeye çalışıyor.
Elimden geldiği kadar sık sık sana mektuplar yazacağım.
- Sana yardım edebileceğim bir şey varsa söylemen yeterli.
- Yardımcı olabileceğim bir şey varsa söylemeniz yeterli.
Tom sana yardım etmek için elinden geleni yapacak.
Mary Tom'a yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.
Elimi tüm gücünüzle itmenizi istiyorum.
Sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.
Bunu kullanabilirsem beni yola indirecektir.
Boruyu tamir edemezsen, bir tesisatçı aramak zorunda kalacağız.
Mücadelem; yapabildiğimin en iyisiyle onun merkezini bulmak.
"Yapmamı istediğin her şeyi yapamam." "Öyleyse sadece elinizden geleni yapın."
Elinden geldiğince kısa sürede bunun hakkında gidip bir doktorla görüşmeni öneririm.
Tom, en kısa sürede Mary'yi ara.
Bir banka ona ihtiyacın olmadığını kanıtlayabilirsen sana borç para verecek bir yerdir.
Tom'a mümkün olduğunca çok yardım etmeliyiz.
Sana ve Tom'a yardım etmek için elimden geleni yapacağım.
Bana önerebileceğin bir işi alacağım.