Translation of "Puder" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Puder" in a sentence and their turkish translations:

Venha se puder!

Gel gelebilirsen.

- Farei isso se puder.
- Eu farei isso se puder.

Onu yapabilirsem yaparım.

Farei o que puder.

Elimden geleni yapacağım.

Pegue-me se puder.

Beni yakala yakalayabilirsen.

Caia fora se puder.

Yapabiliyorsan dışarı çık.

Faça o que puder.

- Elinden geleni yap.
- Elinden geleni yap!

Leia quantos livros puder.

Okuyabildiğin kadar çok sayıda kitap oku.

- Eu vou voltar amanhã se eu puder.
- Eu voltarei amanhã se eu puder.
- Voltarei amanhã se eu puder.

Gelebilirsem yarın geleceğim.

Ajudá-lo-ei conforme puder.

Sana edebildiğim kadar yardım edeceğim.

Farei tudo o que puder.

Ben elimden gelen her şeyi yapacağım.

Ajude-me, se você puder.

Yapabiliyorsan bana yardım etmelisin.

Estarei aí assim que puder.

Elimden geldiğince kısa sürede orada olacağım.

Chegarei aí assim que puder.

Elimden geldiğince kısa sürede orada olacağım.

- Farei tudo que puder por você.
- Eu farei tudo o que puder por vocês.

Senin için yapabileceğim her şeyi yapacağım.

Venha o mais cedo que puder.

Gelebildiğin kadar kısa zamanda gel.

Eu te ligarei assim que puder.

Seni fırsat bulur bulmaz arayacağım.

Pule o mais alto que puder.

Yapabildiğin kadar yükseğe sıçra.

Vou consertá-lo assim que puder.

Elimden geldiğince onu tamir edeceğim.

Você deveria escapar daqui, se puder.

Yapabiliyorsan buradan kaçmalısın.

Faça o que puder por eles.

Onlar için elinden geleni yap.

Retornarei a ligação assim que puder.

Elimden geldiğince kısa sürede tekrar arayacağım.

Eu o entregarei assim que puder.

Elimden geldiği kadar kısa sürede onu teslim edeceğim.

Irei te pagar assim que puder.

Eliimden geldiğince kısa sürede size geri ödeyeceğim.

Sendo assim, se puder, ferva as lapas.

Mümkünse deniz minarelerini haşlayın.

Corra o mais rápido que você puder.

Koşabildiğin kadar hızlı koş.

Eu te apoiarei o quanto eu puder.

Elimden geldiğince sana destek olacağım.

O que puder dar errado, dará errado.

Ters gitme ihtimali olan her şey ters gidecektir.

Tudo o que puder dar errado dará.

Bir iş ters gidecekse gider.

Ele quer viver o máximo que puder.

Elinden geldiği sürece yaşamak istiyor.

Por favor escreva-me logo que puder.

Lütfen bana elinden geldiğince kısa süre içinde yaz.

Faça tudo o que puder para responder.

Cevap vermek için elinizden gelen her şeyi yapın.

- Tom vai fazer o que puder para ajudá-lo.
- Tom vai fazer o que puder para ajudá-la.
- Tom vai fazer o que puder para te ajudar.

Tom sana yardım etmek için elinden geleni yapacak.

Faça o que puder para completar o trabalho.

İşi tamamlamak için elinizden geleni yapın.

Ele está tentando estudar o máximo que puder.

O mümkün olduğu kadar sıkı çalışmaya çalışıyor.

Eu farei por você o que eu puder.

Senin için elimden geleni yapacağım.

Coma e beba o máximo que você puder.

İstediğin kadar yiyip iç.

Eu planejo sair de Boston assim que puder.

Elimden geldiğince kısa sürede Boston'dan ayrılmayı düşünüyorum.

Eu vou lhe escrever assim que eu puder.

- Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım.
- Sana, elimden gelen en hızlı şekilde yazacağım.

- Eu farei tudo o que puder para ajudar o Tom.
- Farei tudo o que puder para ajudar o Tom.

Tom'a yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.

- Meu plano é conseguir um emprego assim que eu puder.
- Planejo conseguir um emprego tão logo quanto eu puder.

Elimden geldiğince kısa sürede bir iş bulmayı düşünüyorum.

- Diga ao Tom que eu estarei aí assim que puder.
- Diga ao Tom que eu estarei lá assim que puder.

Tom'a elimden geldiğince kısa sürede orada olacağımı söyle.

E, como sobrevivente, se não puder usar as mãos,

ve hayatta kalmaya çalışan biri olarak, ellerimi kullanamazsam

Não quero ir de avião, se puder evitá-lo.

Elimden gelse, uçakla gitmek istemiyorum.

Se for de graça, pegue o quanto você puder.

Eğer bedavaysa, alabildiğiniz kadar alın.

Eu gostaria de ajudar o Tom se eu puder.

Elimden gelirse Tom'a yardım etmek istiyorum.

Se você não puder vir, mande alguém no seu lugar.

Eğer gelemiyorsan senin yerine birini gönder.

- Farei todo o possível.
- Eu farei tudo o que puder.

Ben elimden geleni yapacağım.

Ela está tentando economizar o máximo de dinheiro que puder.

O mümkün olduğunca çok para biriktirmeye çalışıyor.

Eu vou lhe escrever cartas tão frequentemente quanto eu puder.

Elimden geldiği kadar sık sık sana mektuplar yazacağım.

Se eu puder te ajudar com alguma coisa, apenas diga!

- Sana yardım edebileceğim bir şey varsa söylemen yeterli.
- Yardımcı olabileceğim bir şey varsa söylemeniz yeterli.

Tom vai fazer tudo o que puder para te ajudar.

Tom sana yardım etmek için elinden geleni yapacak.

Mary vai fazer tudo o que puder para ajudar Tom.

Mary Tom'a yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.

- Quero que você empurre minha mão o mais forte que puder.
- Eu quero que você empurre minha mão o mais forte que puder.

Elimi tüm gücünüzle itmenizi istiyorum.

- Eu o ajudarei o tanto que puder.
- Eu te ajudarei tanto quanto puder.
- Eu vou te ajudar o máximo possível.
- Vou te ajudar o máximo possível.

Sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.

Se eu puder usá-lo, levar-me-á na direção da estrada.

Bunu kullanabilirsem beni yola indirecektir.

Se você não puder consertar o cano, teremos de chamar um encanador.

Boruyu tamir edemezsen, bir tesisatçı aramak zorunda kalacağız.

E sim encontrar o olho da tempestade o melhor modo que eu puder.

Mücadelem; yapabildiğimin en iyisiyle onun merkezini bulmak.

"Não posso fazer tudo o que você me pediu." "Então faça apenas o que puder."

"Yapmamı istediğin her şeyi yapamam." "Öyleyse sadece elinizden geleni yapın."

Eu te aconselho a ir a um médico dar uma olhada nisso assim que puder.

Elinden geldiğince kısa sürede bunun hakkında gidip bir doktorla görüşmeni öneririm.

- Tom, telefone para a Mary assim que possível.
- Tom, telefone para a Mary logo que puder.

Tom, en kısa sürede Mary'yi ara.

Banco é um lugar que lhe empresta dinheiro, se você puder provar que não precisa dele.

Bir banka ona ihtiyacın olmadığını kanıtlayabilirsen sana borç para verecek bir yerdir.

- Precisamos ajudar o Tom o máximo que pudermos.
- Precisamos ajudar o Tom o máximo que a gente puder.

Tom'a mümkün olduğunca çok yardım etmeliyiz.

- Farei o que puder para ajudar Tom e você.
- Farei o que me for possível para te ajudar e ao Tom.

Sana ve Tom'a yardım etmek için elimden geleni yapacağım.

- Eu vou aceitar qualquer trabalho que você puder me oferecer.
- Eu aceitarei qualquer trabalho que você possa me oferecer.
- Eu vou aceitar qualquer trabalho que vocês puderem me oferecer.
- Eu aceitarei qualquer trabalho que vocês possam me oferecer.

Bana önerebileceğin bir işi alacağım.