Examples of using "Próprio" in a sentence and their turkish translations:
Benim kendi yatak odam var.
Kendininkini al.
Tom bile gülümsedi.
Bunu kendi paramla aldım.
Onun kendine ait bir miktar parası var.
Onun kendi arabası var.
Kendi doğum günümü unuttum.
Tom kendini ayağından vurdu.
- Hiç kendine saygınız yok mu?
- Sizin hiç kendinize saygınız yok mu?
- Senin hiç kendine saygın yok mu?
Tom kendi isminden nefret ediyordu.
Kendi odam var.
Senin kendi odan var mı?
Tom kendi babasını öldürdü.
Tom kendi şarabını hazırlar.
Bu bebeği kendin mi yaptın?
Sonunda kendi arabam var.
O kendi adını yazdı.
O kendi adını unuttu.
- Kendine dikkat et.
- Kendine iyi bak.
Keşke kendime ait bir odam olsa.
Tom'un kendi yatak odası vardır.
Ben kendimin patronuydum.
Tom ekmeğini kendisi yapıyor.
insan kendi sonun kendisi hazırlıyor
Ruslar kendi ikilemleriyle karşılaştılar.
Kendi erkek kardeşi tarafından öldürüldü.
Tom kendi doğum gününü unuttu.
Tom'un kendi odası var.
Her çocuğun kendi odası var.
Onlar kendi görevlerini ihmal etmediler.
Kendi restoranımı açmak istiyorum.
- Her öğrencinin kendi bilgisayarı vardır.
- Her öğrencinin kendi bilgisayarı var.
Her öğrenci kendi bilgisayarını kullanır.
Mary kederli bir şekilde babasını gömdü.
Mary kederli bir şekilde oğlunu gömdü.
Ben kendi arabamı yıkardım.
Tom'un kendi arabası var.
Herkesin kendi yatak odası var.
Tom kendi saçını kesmeye çalıştı.
Kendimin patronuyum.
Tom kendi dans stüdyosunu açtı.
Herkes kendi öğle yemeğini getirmeli.
Kendi kaderinin kaptanısın.
Onlardan her biri kendi paketini taşıyordu.
Arkadaşım kendine ait bir araba istiyor.
Her birinin kendi arabası var.
- Şimdi kendi restoranım var.
- Artık kendi restoranım var.
Ben kendi ritmimi bulmam gerekiyor.
Tom evde kendi şarabını yapar.
Kendi yolunu bulmak zorundasın.
Kendi kaderini kendin seçmelisin.
Tom kendi lokantasını açmak istiyor.
Kendi işine başlamayı planlıyor musun?
Baba oğlunu kederli bir şekilde gömdü.
Anne oğlunu kederli bir şekilde gömdü.
Oğulları üzüntülü şekilde babalarını gömdü.
Koala Avustralya'ya özgü bir hayvandır.
Küçük köpeğin kendi minderi vardı.
Daha öncelerde her şehir kendi saatini kullanıyordu
Trump'ın kendisi de küfür ve hakaret etmekten asla kaçınmıyor
- İşine başlamayı planlıyor.
- İşini kurmayı planlıyor.
Kendi hatasının bilincinde değil.
Kral hariç kimse krala hayranlık duymuyor.
Ben sadece senin kendi iyiliğin için yaptım.
- Kendi TV şovum var.
- Kendi televizyon programım var.
O kendi başarısının bir kurbanı.
Tom kendi adını bile yazamadı.
Estonya'nın kendi milli marşı vardır.
Neden insanlar kendi osuruklarını koklamayı sever?
Bob kendi işine başladığından beri üç yıl oldu.
Kendi ülkene ne zaman döneceksin?
Ben bunu sadece senin kendi iyiliğin için yapıyorum.
Kendi saçını kesen bir arkadaşım var.
Yaşam cehennemin kendisinden daha korkunç.
Her kişinin kendi öğle yemeğini getirmesi beklenir.
Korkunç İvan 1581'de oğlunu öldürdü.
Kendi ofisime sahip olduğumu sana söyledim mi?
"Kaderimizi kendimiz yönetebiliriz." düşüncesi
buna rağmen karıncanın yine en büyük düşmanı kendisi
Onun yararına onlara yardımcı olduğu kesindir.
Kendi adımı bile hatırlamıyorum.
toplu taşiıma yerine kendi arabanı kullanmak,
Korkmamız gereken tek şey, korkunun kendisidir.
Neden benim kendime ait bir odam yok?
Birisinin evladını kaybetmesinden daha acı bir şey yoktur.
Bana bunun kendi iyiliğim için olduğunu söyleme.
Tom bile kendisi işi alacağını düşünmüyor.
üstelik Kemal Sunal'ın bu tarzı anarşizmin ta kendisi
Tom kendi telefon numarasını hatırlayamadığını söyledi.
Sanırım kendi yerimi almamın zamanıdır.
"Komşunu kendin gibi sev" cümlesi İncil'den bir alıntıdır.
Pamuk eldivenler bebeğin kendi yüzünü tırmalamasını önleyecektir.
Kendi baban hakkında o şekilde konuşmana izin veremem.
Kurbanın kendi kanı ile katilin adını yazmaya çalıştığı görünmektedir.
Kendi kuzeni Hjorvard, kralın salonuna bir sürpriz, şafak saldırısı yaptı.
Kafa kesimi başladı ve herhangi bir noktada korkularını ifade
O, sözde kendini yetiştirmiş bir adam.
Sanjay Gubbi, Güney Hindistan'daki memleketi Karnataka'daki katliamdan bahsediyor.