Translation of "Pescar" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Pescar" in a sentence and their turkish translations:

- Foram pescar.
- Eles foram pescar.
- Elas foram pescar.

Balığa gittiler.

- Vocês sabem pescar?
- Tu sabes pescar?

Nasıl balık avlayacağını biliyor musun?

Vou pescar.

Balık avlamaya gidiyorum.

- Quero ir pescar.
- Eu quero ir pescar.

Balığa gitmek istiyorum.

- Eu gosto de pescar.
- Gosto de pescar.

Balık tutmayı seviyorum.

Eu fui pescar.

Ben balık tutmaya gittim.

Pescar é divertido.

Balık tutmak eğlencelidir.

Eu costumava pescar.

Ben balıkçılık yapardım.

Tom foi pescar.

- Tom balığa gitti.
- Tom balık tutmaya gitti.

Tom adora pescar.

Tom balık tutmayı sever.

Tom adorava pescar.

Tom balık tutmayı seviyordu.

Ele adora pescar.

O balık tutmayı seviyor.

Ela adora pescar.

O, balık tutmayı seviyor.

Eu adoro pescar.

Balık avlamayı severim.

Eu amo pescar.

Balık tutmayı severim.

- Eu esperava ir pescar hoje.
- Esperava ir pescar hoje.

Bugün balığa çıkmayı umuyordum.

- Tom foi pescar de novo.
- Tom foi pescar novamente.

Tom tekrar balığa gitti.

Sugeri que fôssemos pescar.

Balık tutmaya gitmemizi önerdim.

Eu não suporto pescar.

Balık tutmaya tahammül edemem.

O Tom foi pescar.

Tom balık tutmaya gitti.

Quer ir pescar amanhã?

Yarın balığa gitmek istiyor musun?

Tom gosta de pescar.

Tom balık tutmayı sever.

Meu pai foi pescar.

Babam balık tutmaya gitti.

Ele gosta de pescar.

O balık tutmayı seviyor.

É proibido pescar aqui.

Burada balık tutmak yasaktır.

O pai foi pescar.

Babam balık tutmaya gitti.

Nós podemos pescar lá?

Orada balık avlayabilir miyiz?

Tom não foi pescar.

Tom balık tutmaya gitmedi.

Tom foi pescar anteontem.

Tom evvelsi gün balığa gitti.

Você quer ir pescar?

Balık tutmaya gitmek ister misin?

Eles foram pescar ontem.

Dün balığa gittiler.

Quer ir pescar comigo?

Benimle birlikte balık tutmaya gitmek ister misiniz?

Tom queria ir pescar.

Tom balık tutmaya gitmek istedi.

Eu não sei pescar.

Nasıl balık avlayacağımı bilmiyorum.

- Vamos pescar de vez em quando.
- Nós vamos pescar de vez em quando.
- Nós vamos pescar às vezes.

Zaman zaman balık avlamaya gideriz.

- Eu posso ensinar você a pescar.
- Eu posso ensiná-lo a pescar.

Sana balık avlamayı öğretebilirim.

- Ele adora ir à pesca.
- Ele adora pescar.
- Ele gosta de pescar.

O balık tutmayı sever.

O meu passatempo é pescar.

Hobim balık tutmaktır.

É permitido pescar desta ponte?

Bu köprüden balık tutmaya izin veriliyor mu?

Eu deveria ter ido pescar.

Balık avına gitmeliydim.

Você quer ir pescar comigo?

- Benimle balığa gitmek ister misin?
- Benimle balık tutmaya gitmek istiyor musun?

Tom e Maria foram pescar.

Tom ve Mary balık tutmaya gitti.

É proibido pescar neste rio.

Bu nehirde balık tutmaya izin verilmez.

Tom não gosta de pescar.

Tom balık tutmaktan hoşlanmaz.

É proibido pescar neste lago.

Bu gölde balık tutmaya izin verilmez.

Os meninos continuaram a pescar.

- Çocuklar balık tutmaya devam etti.
- Oğlanlar balık tutmaya devam ettiler.

- Vamos pescar de vez em quando.
- Nós vamos pescar de vez em quando.

Arada bir balık tutmaya gideriz.

- O Tom, geralmente, vai pescar no rio.
- O Tom frequentemente vai pescar no rio.

Tom çoğunlukla nehirde balık tutmaya gider.

- Você gostaria de vir pescar com a gente?
- Você gostaria de vir pescar conosco?

Bizimle balık tutmaya gelir misin?

Certo, quer pescar com uma lança.

Tamam, zıpkınla balık avlamak istiyorsunuz.

Você pode ir nadar ou pescar.

Yüzmeye ya da balık tutmaya gidebilirsin.

Gostaria de ir pescar, se possível.

Mümkünse, balık tutmaya gitmek istiyorum.

Se hoje fosse domingo, iríamos pescar.

Bugün Pazar olsa, balık tutmaya gideriz.

Obrigado por levar Tom para pescar.

Tom'u balık tutmaya götürdüğün için teşekkürler.

Eu vou pescar com eles frequentemente.

Ben sık sık onlarla birlikte balık tutmaya giderim.

- Eles sabem pescar.
- Eles enlatam pescado.

Onlar balık tutabilirler.

Eu gosto de pescar no rio.

Nehirde balık tutmayı seviyorum.

Meu pai frequentemente saía para pescar.

Babam sık sık balık tutmaya giderdi.

Por que você quer ir pescar?

Neden balık tutmaya gitmek istiyorsun?

Por que é proibido pescar aqui?

Neden burada balık tutmaya izin verilmez?

Você preferiria ir pescar ou caçar?

Balığa çıkmayı mı yoksa ava çıkmayı mı tercih edersin?

Tom e Mary foram pescar juntos.

Tom ve Mary birlikte balık tutmaya gitti.

- Tudo o que quero fazer é ir pescar.
- A única coisa que quero fazer é pescar.

- Yapmak istediğim tek şey balık tutmaya gitmek.
- Tek istediğim balığa çıkmak.

- Ninguém está dizendo que você não pode ir pescar.
- Ninguém está a dizer que não podes ir pescar.
- Ninguém diz que não podeis ir pescar.
- Ninguém está dizendo que vocês não podem ir pescar.
- Ninguém está a dizer que o senhor não pode ir pescar.
- Ninguém disse que a senhora não pode ir pescar.
- Ninguém está dizendo que os senhores não podem ir pescar.
- Ninguém está aqui a dizer que as senhoras não podem ir pescar.

Hiç kimse balık tutmaya gidemeyeceğini söylemiyor.

Se hoje fosse domingo, eu iria pescar.

Bugün Pazar olsa, balık tutmaya giderim.

Se você for pescar amanhã, vou também.

Yarın balık tutmaya gidersen, ben de giderim.

Eu nunca mais te levo para pescar.

Seni asla tekrar balık tutmaya götürmüyorum.

O Tom prometeu me levar para pescar.

Tom beni balık tutmaya götürmeye söz verdi.

Eu fui pescar na segunda-feira passada.

Geçen pazartesi balık tutmaya gittim.

Eu passava horas a pescar nas férias.

Tatillerde saatlerce balık tutardım.

O passatempo do meu pai é pescar.

Babamın hobisi balıkçılıktır.

Preferiria ficar em casa a ir pescar.

Balık tutmaya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.

O Tom gosta de ir pescar sozinho.

Tom yalnız balığa gitmeyi seviyor.

Tom foi pescar, mas não pegou nada.

Tom balık tutmaya gitti, ama bir şey yakalamadı.

Estava um dia bonito, então fomos pescar.

Güzel bir gündü, bu nedenle balık tutmaya gittik.

- Eu gosto de ir pescar com o meu pai.
- Gosto de ir pescar com o meu pai.

Babamla birlikte balık tutmaya gitmek istiyorum.

O que você acha de ir pescar comigo?

Benimle balığa çıkmaya ne dersin?

Se você for pescar amanhã, eu também irei.

Yarın balık tutmaya gidersen, ben de giderim.

Quando criança, eu costumava ir pescar com ele.

Bir çocukken, onunla balık tutmaya giderdim.

Vou te ensinar a pescar no próximo domingo.

Gelecek Pazar sana nasıl balık tutulacağını öğreteceğim.

Pescar é tudo que Tom sempre quis fazer.

Balıkçılık Tom'un şimdiye kadar yapmak istediği tek şey.

Eu gosto de ir pescar com meu pai.

Babamla balığa gitmeyi severim.

Eu de vez enquando ia pescar com ele.

Ben sık sık onunla balık tutmaya gittim.

Ou tentamos pescar no lago congelado com as larvas?

yoksa larvaları alıp donmuş gölde balık mı avlayalım?

Nos domingos, nós deveríamos levantar cedo e ir pescar.

Pazar günleri, erken kalkardık ve balık tutmaya giderdik.

É um bom dia e sinto vontade de pescar.

Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor.

Meu irmão vai pescar todos os fins de semana.

Erkek kardeşim her hafta sonu balık tutmaya gider.

Tom gosta de ir pescar nos fins de semana.

Tom hafta sonları balığa gitmekten hoşlanır.

Normalmente, pescar é melhor que caçar animais grandes na floresta.

Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.

Meu pai e eu vamos pescar de vez em quando.

Babam ve ben arada bir balık tutmaya gideriz.