Examples of using "Penso" in a sentence and their turkish translations:
Düşünüyorum, öyleyse varım.
Düşünüyorum, öyleyse varım.
- Düşünüyorum, öyleyse Tanrı var.
- Bence bu nedenle Tanrı var.
Hâlâ onu düşünüyorum.
Sizin gibi düşünüyorum.
- Onun hakkında çok düşünüyorum.
- Onu çok düşünüyorum.
Düşündüğümü söylerim.
Düşünüyorum, öyleyse Tanrı var.
Ne kadar çok düşünürsem o kadar az anlarım.
Zaman zaman onu düşünürüm.
Söylediğim demek istediğimdir.
- Onun hasta olduğunu düşünüyorum.
- Bence o hasta.
Sadece seni düşünüyorum.
Bu artık aklıma gelmiyor bile.
Hemen saldırmamız gerektiğini düşünüyorum.
Bazen onun hakkında düşünüyorum.
Hâlâ Tom'u düşünüyorum.
- Sanırım ona sormalısın.
- Ona sorman gerektiğini düşünüyorum.
Bu şarkıyı duyduğumda, onu düşünürüm.
Onun hakkında o kadar çok düşünmüyorum.
Senin gibi aynı şekilde düşünüyorum.
Her zaman senin hakkında düşünüyorum.
Gün boyunca senin hakkında düşünüyorum.
- Sana ne düşündüğümü söyleyemem.
- Ne düşündüğümü sana söyleyemem.
Sürekli seni düşünüyorum.
Ne düşündüğümü sana zaten söyledim.
Zaman zaman hâlâ onu düşünüyorum.
Ben yalnız olduğumda her zaman onu düşünürüm.
Ben her gün onun hakkında düşünürüm.
Bence sen kıskançsın.
Düşünmüyorum; öyleyse yokum.
Bütün gün Tom'u düşünürüm.
Bazen Tom hakkında düşünüyorum.
Öyle olduğunu düşünmedim.
Onun hakkında her gün düşünürüm.
Ben sorunun burada olduğunu düşünüyorum.
Her gün onunla ilgili düşünürüm.
Bence ne düşündüğümü biliyorsun.
"Çok şükür güvende. Kayanın altında." dedim.
Herkesin bu resimden hoşlanacağına inanıyorum.
Sık sık ölmüş annemi düşünürüm.
Ben hala her zaman onun hakkında düşünürüm.
Sabah akşam bunu düşünüyorum.
Tom ne düşündüğümü bilmek istemiyor.
Her gün senin hakkında düşünüyorum.
Bu, bu konuda şimdiye kadar ilk kez düşünüşüm.
Gerçekten ne düşündüğümü önemsiyor musun?
Sanırım o berbat.
Bence bu durum, o devasa zekâ için oldukça uyarıcı.
"Bunu kesinlikle yakalayacak." diye düşünüyordum.
Ben sık sık seninle tanıştığım yer hakkında düşünüyorum.
Onu görünce dedem aklıma gelir.
- Onu ne kadar çok düşünürsem, ondan o kadar daha az hoşlanırım.
- Onu ne kadar çok düşünürsem, o kadar az hoşlanıyorum.
Tom'dan nefret eden biri olduğunu sanmıyorum.
Benim ne düşündüğümü sen de mükemmel bir şekilde ifade ettin.
Hâlâ seni bazen düşünüyorum.
- Hiç kimse ne düşündüğüme önem vermez.
- Ne düşündüğüm kimsenin umurunda değil.
Sanırım biraz daha beklemek zorundayız.
Tom'un henüz emekli olduğunu sanmıyorum.
Onu ne kadar çok düşünürsem, o kadar az severim.
Yaptığım şeyi düşündükçe, çok aptal hissediyorum.
Ne zaman bu şarkıyı dinlesem, onun gülümsemesini düşünürüm.
Onu ikna etmeye çalışmanın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum.
Seni her gördüğümde, babanı düşünüyorum.
Bugün bile, hala eski kocamı düşünüyorum.
Tom'un beni duyduğunu bile sanmıyorum.
Sanırım o gelecek ama tam olarak emin değilim.
Seni ne zaman görsem, ben hep küçük erkek kardeşimi düşünüyorum.
Sanırım bu onu yapmak için en iyi yol.
Erkek arkadaşımın beni aldattığını düşünüyorum.
Onun hasta olduğunu düşünüyorum.
Bu fotoğrafı görünce ailemi düşünüyorum.
Böyle zamanlarda, ben ailemi düşünürüm, dostlarımı değil.
Sanırım onlar en azından iki kat daha uzun olmalı.
Tom'un doğum ebeveynleriyle tanışma hakkı olduğunu düşünüyorum.
Bu resme baktığımda her zaman babamı düşünüyorum.
Bence hikaye doğru.
Tom'u ne zaman düşünsem, boğazımda bir yumru hissediyorum.
Sanırım gerçekten ne düşündüğümü söylememin zamanıdır.
"Ara sıra onu boşamayı düşünüyorum." "Dalga geçiyor olmalısın!"
Ben çok yardım ettim, sanırım.
Testere pullu engerekler, Maharashtra'nın Ratnagiri bölgesinde geçirdiğimiz zamanı aklıma getiriyor.
Bence istediğimiz yere gitmemize izin verilmeli.
Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.
Sanırım haklısın.
Seni incitmek istemiyorum.
Bir filmin herhangi bir kitaptan daha ilginç olduğunu düşünüyorum.
Tom'un ve sadece Tom'un onu yapabileceğini düşünüyorum. Fakat bazı insanlar onu Mary'nin de yapabileceğini düşünüyorlar.
Senin yeterince ders çalışmadığını düşünüyorum.
Senin kalbini kırmak istemiyorum.