Translation of "Pareciam" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Pareciam" in a sentence and their turkish translations:

- Eles pareciam assustados.
- Elas pareciam assustados.

Onlar korkmuş görünüyorlar.

- Elas pareciam bem felizes.
- Elas pareciam muito felizes.

Onlar çok mutlu görünüyorlardı.

- Todos eles pareciam aliviados.
- Todos elas pareciam aliviadas.

Onların hepsi rahatlamış görünüyordu.

Eles pareciam contentes.

Onlar memnun görünüyordu.

- Eles pareciam estar observando algo.
- Elas pareciam estar observando algo.

Onlar bir şey izliyor gibi görünüyordu.

Todos eles pareciam ocupados.

Onların hepsi meşgul görünüyordu.

- Você parecia zangado.
- Você parecia zangada.
- Vocês pareciam zangados.
- Vocês pareciam zangadas.

Kızgın görünüyordun.

Vocês pareciam estar muito bem.

Siz harika görünüyordunuz.

Eles pareciam tão felizes juntos.

Onlar beraber çok mutlu görünüyorlardı.

Os peixes até pareciam estar confusos.

Balıklar bile şaşkın gibiydi.

Todos pareciam muito ocupados e apressados.

Herkes çok meşgul görünüyordu ve herkesin acelesi var gibi görünüyordu.

Os limites entre nós pareciam dissolver-se.

Onunla aramızdaki sınırlar yok olmuş gibiydi.

Fadil e Layla pareciam felizes no amor.

Fadıl ve Leyla aşık olmaktan mutlu görünüyorlardı.

Tom e Mary pareciam estar se divertindo.

Tom ve Mary'nin ikisi de eğleniyor gibi görünüyordu.

As pessoas pareciam estar ansiosas sobre o futuro.

İnsanlar gelecek hakkında endişeli görünüyordu.

As estrelas brilhando no céu noturno pareciam joias.

Gece gökyüzünde parlayan yıldızlar mücevher gibi görünüyorlardı.

Devo dizer que eles não pareciam nada surpresos.

Gerçekten şaşırmış gibi görünmediklerini söylemeliyim.

- Todos pareciam felizes.
- Todo mundo parecia estar feliz.

Herkes mutlu görünüyordu.

Tom e Maria pareciam prestes a se beijar.

Tom ve Mary öpüşmek üzere gibi görünüyordu.

As casas e os carros pareciam pequenas vistas do céu.

Evler ve arabalar gökyüzünden bakınca küçücük görünüyorlardı.

O sol brilhou, e as areias do deserto pareciam quente.

Güneş parladı ve çöldeki kumlar sıcak göründü.

As crianças não pareciam entender o que Tom estava dizendo.

Çocuklar Tom'un ne söylüyor olduğunu anlıyor gibi görünmüyorlardı.

Que pareciam preocupar-se mais com a honra e a reputação

kendi adlarını ve şereflerini önemsiyor gibi görünen

- Todos pareciam estar prestando atenção.
- Todo mundo parecia estar prestando atenção.

Herkes ilgileniyor gibi görünüyordu.

- Fadil e Layla pareciam amaldiçoados.
- Parecia que Fadil e Layla eram amaldiçoados.

Fadıl ve Leyla lanetli görünüyordu.

Tom e Mary pareciam não entender o que John queria que eles fizessem.

Tom ve Mary John'un onların ne yapmasını istediğini anlıyor gibi görünmüyordu.

- Tuas frases eram qual verdejante campina no inverno.
- Tuas frases pareciam um prado verdejante no inverno.

Cümleleriniz çölde bir vaha gibiydi.