Examples of using "Parado" in a sentence and their turkish translations:
- Kımıldama!
- Olduğun yerde kal!
O, ayakta duruyordu.
Tom durdurulacak.
Zaten durdu.
Kıpırdamadan otur.
Tom sakin durdu.
- Kıpırdama!
- Kımıldama!
- Hareketsiz kal!
Sen durmalıydın.
- Bunun durdurulması gerek.
- Bunun durdurulması gerekiyor.
- Bu durdurulmalı.
O, kapıda duruyordu.
Tom girişte duruyordu.
Tom hareket etmeden duramaz.
Tom köşede duruyor.
Tom sahnede duruyor.
Tom pencerede duruyor.
O sokak köşesinde duruyordu.
Tom'un polis tarafından aracı sağa çekildi.
Tom masasının yanında duruyor.
O, şekerlemeyi azalttı.
O, duvarın arkasında duruyor.
Tom kapının yanında duruyor.
Tom Mary'nin yanında duruyor.
Kapıda duran bir yabancı gördüm.
Sakin kalmaya çalış.
Bıraktığımız yerden başlayalım.
Tom çitin yanında duruyordu.
- Neden burada duruyorsun?
- Neden burada dayanıyorsun?
Zaman durdurulamaz.
O, ne kadar süre orada duracak.
Orada durma. Güvenliği ara.
Tom odanın köşesinde dayanıyordu.
Noel Baba bahçede duruyordu.
Tom odanın ortasında duruyordu.
Orada ne kadar süredir ayakta duruyorsun?
Tom kapının önünde duruyor.
Kımıldama.
Polis tarafından birçok kez durduruldum.
Tom yolun ortasında duruyordu.
Kapının yanında duran genç benim erkek kardeşimdir.
Şelalenin altında çıplak duran bir adam gördüm.
Şu anda kilisenin dışında duruyorum.
Ancak Koalisyon juggernaut olamazdı durdu.
Orada duran adam dükkanının sahibidir.
Bütün gün sadece orada mı duracaksın?
Adam, bir bankın önünde oturuyor.
Tom Mary'nin evinin önünde duruyordu.
Acele et, tren sadece kısa bir süre için burada durur.
Daha kötü bir şey yapmadan önce Tom'un durdurulmasını istiyorum.
Sigarayı neden bıraktığım gerçekten umurunda mı?
Ne kadar süredir burada duruyorsun?
Dün gece bir polis arabası tarafından durduruldum.
Sigarayı bıraktığını sanıyordum.
"Yağmurun durup durmadığını merak ediyorum." "Umarım öyle olur."