Examples of using "Odiava" in a sentence and their turkish translations:
O ondan nefret etti.
O, ondan nefret ederdi.
O yalan söylemekten nefret ediyordu.
O, yarasalardan nefret ediyordu.
Tom, Mary'den nefret ediyordu.
Hiç kimse benim ülkemden nefret etmedi.
- Kocasından nefret etti.
- Kocasından nefret ediyordu.
Ben Tom'dan nefret ettim.
Tom, Mary'den nefret etmiyordu.
Tom ebeveynlerinden nefret ediyordu.
O ondan çok fazla nefret ediyordu.
Tom üvey babasından nefret ederdi.
Tom kendinden nefret ediyordu.
Tom kendi isminden nefret ediyordu.
İlk önce senden nefret ettim.
- Tom, "oyuncu" kelimesinden nefret ediyordu.
- Tom 'oyuncu' kelimesinden nefret ediyordu
O gömlekten nefret ettiğimi sana söyledim.
Tom Mary'den nefret ederdi. Şimdi onu seviyor.
Tom bu kitaptan nefret ettiğini söyledi.
Tom'a ondan nefret ettiğimi söyledim.
Ondan nefret ettiğini söyledin, değil mi?
Tom benden nefret ettiğini söyledi.
Tom bana Noel'den nefret ettiğini söyledi.
Tom ondan nefret etmediğini Mary'nin bilmesini istiyordu.
Neden denemeler yazmaktan nefret ettim?
O, ondan o kadar çok nefret etti ki ailemiz asla gidemedi ve onu ziyaret edemedi.