Examples of using "Lama" in a sentence and their turkish translations:
Çamura ihtiyacımız var. Hadi.
Tom çamura düştü.
Çamura basma.
Çamura bastım.
Ben çamurda sıkıştım.
O, onu çamurdan çıkardı.
Tom çamurda sıkıştı.
Tom çamurla kaplıydı.
Çocuklar tamamen çamurla kaplıydı.
bu çamuru silip yola devam edebiliriz.
Çamur banyosu yaptık.
Arabam çamura saplandı.
Çamurda oynamaktan hoşlanırız.
Araba çamura saplandı.
Evet, bu çamur çok güzel ve serin.
Tom, Mary'yi çamurdan çıkardı.
Çamurda oynamaktan hoşlanırız.
Bu onları serin tutacaktır. Hem gölgedeler hem de çamurda.
- Gelen gideni aratır.
- Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi.
- Eteri gider, beteri gelir.
Tom'un arabası çamura saplandı.
Tom o ölmeden önce Dalai Lama ile tanışmak istiyor.
Çamuru kullanacaksam bu kokumu kapatacaktır.
Ne düşünüyorsunuz? Çamur mu, dal mı? Karar sizin.
Derin çamurda birkaç adım atmakta bile çok zorlanıyorum.
O bir lama mı?
Tom'un köpeği onun yeni halısı üzerinde çamurlu pençe izleri bıraktı.
Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Yani, suyu süzmek için kullandım, sıvı elde etmek için çamur süzdüm,