Examples of using "Horário" in a sentence and their turkish translations:
Öğle yemeği aramız bitti.
Ayrılma saati ne zaman?
Tokmağı saat yönünün tersine çevirin.
Konuşma zamanı bitti.
Bugün tren zamanında.
Uçak zamanında kalktı.
Atlıkarınca saat dönüşü yönünde döner.
Zamanında burada olduğundan emin ol.
Programı dikkate almalıydık.
Her gün aynı saatte öğle yemeği yerim.
Tarifede varış saatine baktım.
O her zaman zamanında gelmeyi garantiye alır.
O, belirtilen zamandan beş dakika sonra geldi.
Niçin beni bu uygunsuz saatte aradın?
Yarın yaklaşık olarak bu saatte TV izliyor olacağım.
Esnek bir çalışma programı, çalışanların verimliliğini artırır.
Dün yaklaşık olarak bu saatte ne yapıyordun?
Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı.
Gün ışığından yararlanma saatinin geçen hafta sona erdiğini unuttum.
Onun dersi zamanında başladı.
Tom zamanında oraya varmak için elinden geleni yaptı.