Translation of "Grupos" in Turkish

Nestes grupos extremistas.

ilgili ve merhametli baba figürleri buldular.

Também aprendi que os grupos extremistas, os grupos terroristas,

Ayrıca aşırılık yanlısı bu grupların, terörist grupların

Vivemos em pequenos grupos

az kişilik gruplar halinde yaşıyoruz

- Eles foram separados em dois grupos.
- Elas foram separadas em dois grupos.

Onlar iki gruba ayrılmıştı.

Eles formaram grupos de cinco.

Beşerli grup oldular.

Grupos do Whatsapp Grupos de rostos e Twitter começaram a tremer com isso

Whatsapp grupları Face grupları ve Twitter bununla çalkalanmaya başladı

Começaram a organizar grupos de autodefesa,

kendilerini korumak için

Embora ninguém viva, comande esses grupos

yaşamasına rağmen kimse bu guruplara komutanlık

Há 56 grupos étnicos na China.

Çin'de 56 tane etnik grup vardır.

- Em quantos grupos no WhatsApp você foi adicionado?
- Em quantos grupos do WhatsApp você entrou?

WhatsApp'ta kaç tane gruba katıldın?

Nosso professor nos separou em dois grupos.

Öğretmen bizi iki gruba ayırdı.

O professor separou os estudantes em grupos.

Öğretmen öğrencileri gruplara ayırdı.

Os elefantes dividem-se em três diferentes grupos.

Filler üç farklı türe ayrılır.

Éramos nove reféns. Três, três e três. Três grupos.

Dokuz rehine vardı, üçer kişilik üç grup.

Como se organizam os grupos de oposição no país?

Ülkedeki muhalefet gruplarını nasıl organize ediyorlar?

Tom agora é o porta-voz dos grupos ambientalistas.

Tom şimdi çevre gruplarının sözcüsüdür.

Imperialismo é uma ideologia e a prática de grupos poderosos, que tentam assegurar ou expandir seus privilégios dominando os outros grupos.

Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir.

Andar em grupos, tocar música alto, levar tochas e paus,

Grup hâlinde gezmek, yüksek sesle müzik çalmak, fener ve sopa taşımak

Grupos armados supostamente também prenderam vários outros líderes da oposição.

Silahlı grupların birkaç muhalefet liderlerini daha tutuklandığı bildirildi

O recurso que o distingue de outros animais está em grandes grupos

diğer hayvanlardan ayıran özelliği ise kalabalık guruplar halinde

Porque é que estes grupos estão a fazer isto aos jovens e nós não?

Peki bu gruplar, bunları neden bize değil de gençlere yapıyor?

Os elefantes africanos dividem-se em dois grupos: elefantes-da-savana e elefantes-da-floresta.

Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır.

Depois das 11 horas, os convidados começaram a partir em grupos de duas ou três pessoas.

Saat 11'den sonra misafirler ikişer ve üçer ayrılmaya başladı.