Examples of using "Diferentes" in a sentence and their turkish translations:
Farklı işler farklı aletler gerektirir.
Onlar farklı.
Farklı deneyimler farklı seçeneklere öncülük eder.
Biz farklıyız.
Farklı konuları tartıştık.
Farklı görüşlerimiz var.
Farklı önceliklerimiz var.
Zarlar farklı kültürlerde farklı şekillere sahiptir.
Hepsi farklı.
Farklı olduğumuzu biliyorum.
onun biraz daha farklı versiyonları
Bu konuda farklı kişilerden farklı cevaplar alacaksınız,
Onlar adeta farklılar.
Bu sandalyeler farklı.
Bu kravatlar farklı.
Onların farklı öncelikleri var.
Hepimiz farklı şeyler istiyoruz.
Onlar çok farklıydılar.
Bu bölgeler herkes için farklı.
yarasaların çok değişik huyları vardır
adamında değişik huyları var
Atlar eşeklerden farklıdır.
Bunlar tamamen farklı düşünceler.
O çok farklı metotlar denedi.
Artık işler farklı.
Yüzme birçok farklı kasları geliştirecektir.
İnsanların farklı kişilikleri var.
O zaman koşullar farklıydı.
Bizim farklı renkte gözlerimiz var.
Farklı bakış noktalarımız var.
O ikisi çok farklı şeyler.
Onlar farklı sokakları izliyordu.
Biz Tom'dan farklı değiliz.
İkimiz çok farklıyız.
Tom ve benim farklı önceliklerimiz var.
Burada Boston'da koşullar farklıdır.
Ben de çok farklı yerlerde olurdum
karıncaların yine bir çok farklı türü var
Bu havlular farklı renklerde.
İnsanların yarın farklı düşünceleri olacak.
Bu kelime birkaç farklı şeyi ifade eder.
Hukuk ve siyaset iki farklı şeydir.
Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
Bu böcekler farklı türlerdir.
Çok farklı tipte köpek türleri vardır.
Tek yumurta ikizlerinin farklı parmak izleri var.
Tom ve Mary'nin farklı zevkleri var.
Cumhuriyet farklı bir şey olmalı.
Bu ve şu iki farklı hikayedir.
- Tom ve Mary farklı eyaletlerde yaşıyorlar.
- Tom ve Mary farklı devletlerde yaşıyorlar.
Benim ülkemdeki gelenekler farklıdır.
Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
Japon satrancında kaç tane farklı parça var?
Farklı çaplarda iki eş merkezli daire çizin.
Bir karıştırıcıda farklı yiyecekleri karıştırabilirsin.
Bu hayvanlar farklı yönlere gidiyor.
Bunlar iki farklı bisiklet türü.
Hıristiyanlık ve İslam, iki farklı dindir.
Fiziksel olarak iki erkek çok farklıydı.
Kaç tane farklı okula devam ettin?
Tom üç farklı dili konuşabilir.
Mantarlar ve bitkiler farklı alemlere aittir.
Tom ve Mary farklı okullara giderler.
- Bu kural iki farklı şekilde okunabilir.
- Bu kural iki farklı şekilde yorumlanabilir.
Dedektifler cinayet için farklı sebepler düşündüler.
farklı sosyal ekonomik sınıflarını teker teker oynuyordu
Aynı yaştayız ama farklı boydayız.
Bu ahçı her gün farklı yemekler pişirir.
Hepimiz aptalız, sadece farklı konularda.
Deneyebileceğimiz bir sürü farklı stratejiler var.
Bu nehirlerin su seviyeleri farklıdır.
Bu iki pantolon farklı malzemelerden yapılmaktadır.
Bu iki şişede farklı miktarlarda ilaç var.
Sen farklı değilsin.
Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.
Ben her ay beş farklı dergi okurum.
Filler üç farklı türe ayrılır.
- Çatı 3 farklı yerden sızdırıyor.
- Çatı 3 farklı yerden akıyor.
yani bu aslında farklı zamanların bir birine olan orantısı
Biz çok benzeriz ve aynı zamanda çok farklıyız.
Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
Bundan sonra işler şiddetle farklı olacak.
Her iki ahşap parçalar farklı şekillerde.
Leyla ve Sami iki farklı cezaevine gönderildiler.
Başka farklı kültürler tanımak için İngilizce öğrenmek istiyorum.
farklı kutuplardaki insanlara bu sorunları ve bir genç olarak
Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...
yaşam ortamlarımız birbirinden çok farklı
yani kısacası farklı özellikler saymakla bitmez
Bu süre zarfında o kadar çok çeşitli çalışmalarda yer aldı ki
Annem ve ben her yönümüzle farklıyız.
Japonya ve Çin pek çok yönden birbirinden farklıdır.
Bir erkek ve bir kadın, farklı cinsiyetlerin insanlarıdır.
Onun eğitim üzerine fikirleri benimkinden çok farklı.
O, 25 yaşına kadar beş farklı ülkede yaşadı.
farklı noktada da olabilir bu da problem değil
İşte zaman için farklı kavramlardan bahsetmeliyiz
Ama bir süre sonra, farklı orman türleri görüyorsunuz.
Ben senin yaşındayken işler çok farklıydı.