Examples of using "Fluente" in a sentence and their turkish translations:
O, akıcı bir İngilizce konuşur.
Onun Fransızcası akıcı değil.
- Tom Fransızcada akıcıdır.
- Tom Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşuyor.
O, Japoncada akıcıdır.
Tom Fransızcada akıcıydı.
Kimse akıcı Latince konuşuyor mu?
Fransızca konuşabilir, üstelik akıcı biçimde.
Fransızcada akıcı olmak istiyorum.
İngilizcede akıcı olmak istiyorum.
Fransızcada akıcı değil misin?
Hayalim, Çincede akıcı olmaktır.
Tom Fransızca, İngilizce ve Almanca'da akıcıdır.
Keşke bütün dillerde akıcı olsaydım.
Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.
Eğer o, İngilizcede akıcı ise, onu çalıştıracağım.
Tom, Fransızca ve İngilizcede akıcı.
Tom kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmam.
Tom senin kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmaz.
- Tom Mary'nin konuştuğu kadar akıcı şekilde Fransızca konuşamıyor.
- Tom Mary kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmaz.
Birkaç ay içerisinde İngilizceyi akıcı olarak konuşabileceksin.
Melissa iki yıldan daha az bir sürede Portekizcede akıcı oldu.
Mary mükemmel bir Fransızca biliyor. Ayrıca akıcı Almanca da biliyor.
O akıcı Rusça konuşuyor ya da en azından onun bana söylediği buydu.
Birçok yabancı dilden az biraz anlarım, ama hiçbirinde akıcı değilim.
Mary iyi Esperanto bilgisine sahip olmanın yanı sıra bir Portekizce anadil konuşuru ve İngilizce ve İspanyolcada akıcıdır.
Melissa iki yıldan daha az bir sürede Portekizcede akıcı oldu.