Examples of using "Mike" in a sentence and their turkish translations:
Mike gülümsedi.
Onu duydun mu, Mike?
Merhaba çocuklar, ben Mike.
- Mike iyi şarkı söylüyor.
- Mike iyi şarkı söyler.
Günaydın, Mike.
Mike çok iyi yüzer.
Mike'ın iki sevgilisi var.
Nasılsın, Mike?
- Mike Tyson kimi ısırmıştı?
- Mike Tyson kimi ısırdı?
- Mike Japonca'yı iyi konuşuyor.
- Mike iyi Japonca konuşur.
- Mike Japoncayı iyi konuşur.
Mike, bu kitap senin mi?
Ona Mike diye sesleniriz.
Onu Mike olarak çağırırım.
Mike kendini nasıl savunacağını bilir.
Sağ ol, Mike. Tavuk sevmem.
Mike geçen yaz Kyoto'ya gitti.
- Bu Mike'ın bisikleti.
- Bu Mike'ın bisikletidir.
Mike'ın bana yardım etmesini rica ettim.
Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.
Mike erkek kardeşine kötü bir oyun oynadı.
Mike yönetim kurulunda tek erkek.
Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.
Kapı aniden Mike tarafından açıldı.
Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.
Kalktığımda Mike zaten gitmişti.
"Evet, portakal suyu lütfen," diyor Mark.
Mike Yumi ile konuşurken eğlendi.
Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.
Arkadaşım Mike Oxford Üniversitesi'nde kimya eğitimi alıyor.
Mike spor salonunda haftada iki ya da üç kez antrenman yapar.
yardım tasarısını, Amerikalılara bu şekilde tarif etmesinin nedenidir: