Translation of "Contém" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Contém" in a sentence and their turkish translations:

Que contém?

O ne içerir.

Cerveja contém lúpulo.

Bira şerbetçiotu içerir.

Isto contém água?

Bu su tutar mı?

Esta caixa contém maçãs.

Bu sandık elma içeriyor.

Este copo contém água.

Bu bardakta su var.

Contém cometas nas observações feitas.

yapılan gözlemlerde kuyruklu yıldızları bünyesinde barındırıyor

Essa frase contém vários erros.

Bu cümle birkaç hata içeriyor.

Esta frase contém cinco palavras.

Bu cümle beş kelimeden oluşuyor.

Este alimento não contém glúten.

Bu gıda gluten içermez.

A segunda porção contém carne.

İkinci porsiyon et içerir.

Este livro contém muitas fotos.

Bu kitap çok sayıda fotoğraf içerir.

Esta caixa contém cinco maçãs.

Bu kutu, beş elma içerir.

Esta frase contém um erro.

Bu cümle bir hata içeriyor.

O feijão contém muito ferro.

Fasulye yüksek miktarda demir içerir.

O cato-barril contém muitos líquidos.

Böyle bir altınfıçı kaktüsünde bol miktarda iyi sıvı bulunur.

O ônibus contém muito material inflamável.

Otobüs birçok yanıcı malzeme taşır.

A oração não contém erros gramaticais.

Bu cümle gramatik olarak hatalı değil.

Nenhuma frase no Tatoeba contém a palavra "anátema".

- Tatoeba'da "anathema" sözcüğünü içeren hiçbir cümle yoktur.
- Tatoeba'daki hiçbir cümle "anathema" sözcüğünü içermez.

Uma pergunta bem feita contém metade da resposta.

İyi bir soru, yanıtın yarısını içerir.

Este bolo contém farinha, leite, ovos e açúcar.

Bu kek un, süt, yumurta ve şeker içerir.

A asa de uma borboleta contém muitos detalhes.

Bir kelebeğin kanadı bir sürü detay içerir.

Este líquido transparente contém uma espécie de veneno.

Bu saydam sıvı bir tür zehir içerir.

Rope contém 10 edições ao longo de 80 minutos.

'Rope' filmi, 80 dakikalık süreçte 10 edit içerir.

Tudo na Natureza contém todas as forças da Natureza.

Doğada her şey doğanın tüm güçlerini içermektedir.

Mas não é o único vírus que contém morcego vivo

ama tek virüs barındıran canlı yarasa değildir

Tendo sida escrita às pressas, esta carta contém muitos erros.

Aceleyle yazıldığından dolayı, bu mektubun içinde çok hatası var.

Você não sabe o que contém essa pequena garrafa opaca.

O küçük opak şişe ne içerir bilmiyorsun.

A imagem que você está assistindo agora contém uma imagem real de tsunami

şu anda izlediğiniz görüntüde gerçek bir tsunami görüntüleri mevcut

A célula animal contém um percentual maior de proteínas que a célula vegetal.

Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.

E é por isso que os livros mais influentes contém uma série de histórias

Bundan dolayı tarihteki en etkili kitaplar hikâye serileri

- Este dicionário contém doze volumes.
- Este dicionário tem 12 volumes.
- Este dicionário tem doze volumes.

Bu sözlüğün on iki cildi vardır.

A Bíblia católica contém tudo o que há na Bíblia protestante mais vários outros livros.

Katolik İncil, Protestan İncil'deki her şeyi ve diğer birkaç kitabı içerir.