Examples of using "Aumentar" in a sentence and their turkish translations:
Fiyatlar yükselmeye devam edecek.
Kiranızı arttırabilirler.
Ücretler yükselmek üzere.
Rüzgâr şiddetini iyice arttırıyor.
Dünya nüfusu yükselme eğilimindedir.
Ev sahibi kirayı yükseltmek istediğini söylüyor.
Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
Fiyatların tekrar artacağı söyleniyor.
Üstelik... ...bu dişinin ihtiyaçları artmaya başladı.
Mezarlığın nüfusunun patlamasına şaşmamalı.
Ateşi yükselirse doktoru çağır.
Eğer araba sayısı artarsa, trafik de artar.
Ama diğer insanlarla olan etkileşiminiz bu riski arttırabilir.
- Ulusal borç büyüyor.
- Ulusal borç artıyor.
Kışı atlatabilmek için vücut ağırlıklarını üçte bir arttırmaları gerek.
Bilim adamları dünyanın gıda teminini arttırmak için yeni yöntemler bulacaklar.
Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.
Satıcılar, genellikle müdavim fiyatı saptırmak ve yükseltmekle suçludurlar.