Examples of using "Zdążyć" in a sentence and their turkish translations:
O her zaman zamanında gelmeyi garantiye alır.
Tom treni yakalamak için koştu.
Ben o treni yakalamak zorundayım.
Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.
Yetişeceğim bir otobüs var.
Treni yakalamak için koşabildiğim kadar hızlı koştum.
Treni kaçırmamak için sabah evden erken ayrıldı.
Bill ilk treni yakalayabilsin diye erkenden kalktı.
Paris'e giden 8:15 trenine binmek zorundayım.
İlk trene yetişmek için her zamankinden daha erken kalktım.
Tom istasyona zamanında varabilmek için işini yarım bıraktı.